DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye’nin gündemini değerlendirdi. Konuşmasında, Türkiye’nin hukuk, adalet ve demokrasi alanlarında derin bir kriz yaşadığını vurgulayan Babacan, ekonomik sorunların da bu krizden ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Babacan, iktidara ve özellikle eski mesai arkadaşları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik önemli uyarılarda bulundu.
‘Yanlışı Savunmayın’ Uyarısı
Babacan, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz’ın mevcut ekonomik politikaları savunmasını eleştirdi. Güçlerinin yetmediğini ve yanlışı savunarak kendi itibarlarını zedelediklerini söyleyen Babacan, “Göre göre yanlışları savunmasınlar. Kötü giden işleri doğru gidiyor gibi göstermesinler” dedi. Ayrıca, bu durumun onları gelecekte günah keçisi ilan edilme riskine sokabileceğini de sözlerine ekledi.
‘Muhalefet de Milli İradeyi Temsil Eder’
Konuşmasında yargı sistemine de değinen Babacan, iktidarın yargıyı bir siyasi araç olarak kullanarak muhalefeti etkisizleştirmeye çalıştığını savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” sözlerini hatırlatan Babacan, bunun demokrasi adına kaygı verici olduğunu belirtti. Muhalefetin de tıpkı iktidar gibi milli iradeyi temsil ettiğini vurguladı ve seçime giden her vatandaşın oyunun kutsal olduğunu söyledi.
‘Terörsüz Türkiye’ Süreci: İktidarın Beklentisi Farklı
Babacan, Cumhur İttifakı’nın başlattığı “Terörsüz Türkiye” sürecini de değerlendirdi. MHP lideri Bahçeli’nin bu konuda Erdoğan’dan daha önde olduğunu belirten Babacan, Erdoğan’ın ise duruma mesafeli yaklaştığını öne sürdü. Babacan’a göre, eğer süreçten olumlu bir sonuç çıkarsa Erdoğan süreci sahiplenecek, aksi halde ise mesafesini koruyacaktır. Bu duruma önceki çözüm sürecini örnek gösterdi.
Dış Politika ve Erken Seçim
İsrail-Türkiye ilişkilerine de değinen Babacan, iki ülkede de koltuklarını koruma derdinde olan liderlerin olduğunu ifade etti. Her iki tarafta da makul liderler olması durumunda pek çok sorunun çözülebileceğini belirtti. Erken seçim olasılığına ilişkin ise sadece ekonomiye bakarak bir öngörüde bulunmanın kolay olmadığını, iktidarın propaganda makinesiyle “düşman çok, tehlike çok” söylemini işleyerek oy devşirdiğini söyledi.
