Çevre yolu üzerinde, Şıh Mansur Yol Kocağı mevkiinde yer alan işletmesiyle yılda sadece 50 bin kök Gemlik zeytin fidanı üreten Esvet, bugüne kadar 1 milyonun üzerinde fidanı toprakla buluşturduğunu vurgulayarak, bu hizmetin göz ardı edilmesini eleştirdi.
İş yerinin bir cephesinin Çevre Yolu’na, diğer cephesinin ise 150 dönümlük sebze bahçesine sınır olduğunu belirten Esvet, “Tarım alanına giriş kapısı niteliğindeki bu bölgenin imara açıldığını duyduk. Bu durum bizleri derinden üzüyor. Gidecek yerimiz yok. Kilis’te tarım dışı alanda böyle bir işletmeyi kurabileceğimiz uygun bir alan da yok,” dedi.
5 binin üzerinde ürün çeşidiyle bölgeye hizmet verdiklerini belirten Esvet, tarım alanlarının betonlaşması halinde sadece üretimin değil, tarıma dayalı yaşamın da biteceğine dikkat çekti. “Bugün balkonlarda domates, biber, elma, armut yetişmez. Tarım toprakları bizim geleceğimizdir. Binalar dikilecekse Resul Osman Dağı’nın etekleri bomboş, orası imara açılsın” çağrısında bulundu.
TOKİ’nin dağın eteğine yaptığı 2 bin konutluk yerleşimi örnek gösteren Esvet, “Bakın ne güzel işler yapıldı. Neden sebze bahçelerinin ortasına bina dikmekte ısrar ediliyor?” diyerek, yetkililere seslendi.
“Yeter artık, bu memleket bitti” diyen Esvet, devlet yetkililerini sahaya davet etti:
“Buyursun gelsinler, işletmemize, sebze bahçelerimize gelsinler. Eğer bir yanlışımız varsa düzeltmeye hazırız. Ama bu yanlışı yapanlar da lütfen hatalarından dönsün. Tarım yok olmasın.”
Mustafa Esvet, yetkisi ve yaptırımı olmadığını belirterek sözlerini şöyle noktaladı:
“Bizim tek gücümüz sesimiz. Ama bu sesi duyacak olan irade sahiplerimizdir. Onlardan tek ricamız: Lütfen bu topraklara, bu emeğe, bu memlekete sahip çıkın.”
Tarım alanlarının korunmasına yönelik bu içten çağrı, Kilis’te ve benzer durumdaki pek çok tarım bölgesinde yankı bulacağa benziyor. Haber: İbrahim Güneş
