Güven Çayyolu Tıp Merkezi Genel Cerrahi Bölümü’nden Uzm. Dr. Hakan Gökbayır, halk arasında basur ya da mayasıl olarak bilinen hemoroidin, anüs bölgesindeki toplardamarların genişlemesiyle ortaya çıktığını ifade etti. Hemoroidde ağrı, makattan kanama, kaşıntı ve tahriş, akıntı ve ıslaklık hissi gibi şikâyetler görülebileceğini belirten Gökbayır, tedavi yaklaşımının hastanın yakınmaları ve muayene bulgularına göre değiştiğine dikkat çekti.
“Tanı muayene ile konur, gerekirse rektoskopi yapılır”
Tanının çoğu zaman muayene ile konulduğunu anlatan Gökbayır, bazı hastalarda tanıyı netleştirmek için rektoskopi yapılabileceğini söyledi. Hemoroid oluşumunda genetik yatkınlık, uzun süren kabızlık, gebelik, obezite ve düzensiz tuvalet alışkanlığı gibi faktörlerin önemli olduğuna işaret etti. Orta dereceli hemoroidlerde lastik bant ligasyonu, infrared ve skleroterapi gibi yöntemlerin anestezi gerektirmeden uygulanabildiğini ifade eden Gökbayır, daha ileri durumlarda ise anestezi ile yapılan yöntemlerin daha iyi sonuç verebildiğini belirtti.
Lazer tedavisi hangi amaçla uygulanıyor?
Gökbayır, lazer tedavisinin temel amacının hemoroid damarlarına enerji vererek damarları büzüştürmek ve kapatmak olduğunu söyledi. Lazerin özellikle uygun hastalarda etkili bir seçenek olabildiğini vurgulayan Gökbayır, ileri aşamalarda lazer, longo (stapler hemoroidopeksi) ve anüs bölgesindeki atardamarın bağlanması gibi seçeneklerin değerlendirilebileceğini aktardı.
“Tedavi planı kişiye özel yapılmalı”
En iyi sonucun, hastanın muayene bulguları ve şikâyet düzeyine göre doğru yöntemin seçilmesiyle elde edildiğini söyleyen Gökbayır, hangi yöntemin tercih edileceğine yaş, yaşam tarzı, şikâyetlerin şiddeti ve tekrar sıklığı ile muayene bulgularına göre karar verilmesi gerektiğini ifade etti. Cerrahi yöntemler arasında hemoroidlerin kesilip çıkarılması ve dikişle kapatılması yönteminin de günümüzde hâlâ uygulandığını, bu işlemlerde ileri teknolojik cihazlardan yararlanılabildiğini dile getirdi. Hemoroid ameliyatı olan hastaların çoğunun aynı gün ya da ertesi gün taburcu edildiğini belirten Dr. Gökbayır, iyileşme süresinin uygulanan yönteme ve kanama, şişlik, akıntı gibi şikâyetlere bağlı olarak 1 hafta ile 1 ay arasında değişebildiğini kaydetti. Hastanın çoğu zaman ameliyat günü ayağa kalkabildiğini ve kısa sürede günlük yaşama dönebildiğini de ekledi.