Kontrollü yıkımlar, teknik olarak bir gereklilik olsa da, o sarsıntılar ve sesler gerçekten depremin hatıralarını tekrar canlandırabiliyor.
Bir binanın yıkılması sırasında hissedilen sarsıntı, insanları neredeyse gerçek bir deprem anına geri götürüyor.
Mehmet Şirin’in söyledikleri de bunu çok güzel özetliyor. "Alışsak da bu sarsıntılar…" demesi, aslında o travmanın kolay kolay geçmeyeceğini gösteriyor.
Yıkımın ve enkaz kaldırmanın zor bir süreç olduğuna şüphe yok, ama belki de o eski binaların yerinde daha güvenli yapılar inşa edilmesi gerektiği için bu tür çalışmalara katlanmak gerekiyor.
12 katlı binanın kontrollü yıkımı sırasında oluşan sarsıntının depremi hissettirdiğini ifade eden Mehmet Şirin, "Arkamızdaki 12 katlı bina kontrollü bir şekilde yıkıldı. Binanın yıkılacağından haberimiz vardı. Yıkım esnasından oluşan sarsıntı, yine maalesef bizi depreme doğru götürdü. Her ne kadar alışsak da bu sarsıntıların ve yıkımların bizi o günlere götürüyor. Geçenlerde de aynı yerde yıkım gerçekleştirildi. Bu yerde 14 katlı bir bina yıkıldı. O yıkımdan da etkilendik. Yıkım esnasında çıkan ses, toz bulutu ve sarsıntı bizi deprem gününü hissettiriyordu. Yeni binaların yapılması için hasarlı binaların yıkılması güzel oluyor. Yıkım sarsıntısı büyüktü" ifadelerini kullandı.