TBMM’de Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 91. yıl dönümü dolayısıyla özel bir program düzenlendi. Programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadın milletvekilleri ve davetliler katıldı. Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun konser verdiği programda, hem tarihsel süreç hem de kadınların toplumsal hayattaki yeri ele alındı.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, konuşmasında 5 Aralık 1934’te atılan adımın sadece Türkiye için değil dünya için de önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bundan tam 91 yıl önce yine Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tarihi bir adım atıldı. Teşkilatı Esasiye Kanunu’nda yapılan değişiklikle Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. O gün Meclis’te yükselen alkışlar sadece Ankara'da değil, tüm Türkiye’de ve dünyada yankılandı.” dedi.
Erdoğan o dönem dünya basınında Türkiye’ye yönelik ilgiyi hatırlatarak, “Türkiye'de kadınlara verilen bu haklardan ötürü Fransız, İtalyan ve Belçikalı kadınlar ülkemize gıptayla bakmışlardır. Bilhassa Fransız kadınları bundan çok etkilenmiştir. Zira dönemin Fransa’sında kadınlar milletvekili seçimlerinde oy vermek ve parlamentoya girmek şöyle dursun, belediye meclislerine seçilememişlerdir. Belediye seçimlerinde oy kullanabilmek için büyük mücadeleler vermişlerdir.” ifadelerini kullandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Türkiye’nin kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülkeler arasında öncü konumda olduğuna dikkat çekti. Göktaş, “91 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi, tam da bu hakikatin gereğini yerine getirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınların millet iradesine katılımını Cumhuriyet’in temel taşı olarak gören öngörüsüyle bu tarihi dönüşüme yön verdi. Kadınların seçme ve seçilme hakkı, oylamaya katılan milletvekillerinin tamamının evet oyuyla kabul edildi.” dedi.
Göktaş Türkiye’de kadınlara tanınan siyasi hakların kapsamına vurgu yaparak, “Bu adım sadece zamanlama bakımından değil, verilen hakkın kapsamı açısından da son derece ilericiydi. O dönemde dünyanın pek çok yerinde kadınlara tanınan siyasi haklar ya oldukça dar kapsamlıydı ya da ciddi şartlara bağlıydı. Örneğin İngiltere’de kadınlar 1928’e kadar yaş ve mülk şartlarıyla oy kullanabiliyordu. Türkiye’de ise kadınlar genel, eşit ve doğrudan seçim hakkına sahipti; hiçbir ayrıma, hiçbir ön şarta bağlanmadan. Diğer yandan Fransa, İtalya, İsviçre gibi pek çok Avrupa ülkesinde kadınlar bu hakkı Türkiye’den sonra elde etti.” diye konuştu. Bakan Göktaş, son 23 yılda kadının güçlenmesi alanında önemli mesafeler alındığını belirterek, “Anayasa değişikliği ile ‘pozitif ayrımcılık’ ilkesini hukuk sistemimize yerleştirdik. Kadınların eğitim düzeyleri, iş gücüne katılım oranları ve kamusal temsiliyeti en yüksek seviyelere ulaştı. Kadın milletvekili oranı 2002’de yüzde 4,4 iken, bugün yüzde 19,8’e yükseldi.” dedi. Göktaş, dış temsil ve kamu görevleriyle ilgili rakamları da paylaşarak, “2002 yılında 14 kadın büyükelçimiz varken, bugün 297 büyükelçiden 80’i kadın. Bugün hakimlerimizin yüzde 47,3’ü, savcılarımızın yüzde 19,4’ü kadın. 2002’de kadın öğretim görevlisi oranı yüzde 36 iken, bugün yüzde 53’e yükseldi. Üniversiteye giden kız öğrenci oranı da yüzde 14’ten yüzde 53’e çıktı ve her iki üniversite öğrencisinden biri kadın oldu.”
