Bu adım, on yıl sürecek kanlı bir savaşın ve bölgeyi derinden etkileyecek bir istikrarsızlık döneminin başlangıcı oldu.
Soğuk Savaş’ın en sert hamlelerinden biri olarak kabul edilen işgal, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki komünist yönetimi ayakta tutmak amacıyla askeri güç kullanmasıyla başladı. Sovyet birlikleri başkent Kabil başta olmak üzere stratejik noktalara girerken, dönemin Afgan lideri Hafızullah Emin devrildi.
İşgalin ardından Afganistan, kısa sürede büyük bir direnişin ve iç savaşın merkezine dönüştü. Mücahit gruplar Sovyet güçlerine karşı silahlı mücadele başlatırken, çatışmalar on binlerce sivilin hayatını kaybetmesine ve milyonlarca Afgan’ın ülkesini terk etmesine neden oldu.
Sovyet-Afgan Savaşı, yalnızca Afganistan’ı değil, tüm bölgeyi etkileyen sonuçlar doğurdu. ABD başta olmak üzere birçok ülkenin dolaylı olarak sürece dahil olması, savaşı küresel bir güç mücadelesine dönüştürdü. Sovyetler Birliği, ağır kayıplar ve artan ekonomik yük nedeniyle 1989 yılında Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı.
Tarihçiler, 27 Aralık 1979’u Afganistan için “felaketin başlangıcı” olarak nitelendirirken, bu işgalin ülkede yıllarca sürecek savaş, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlığın zeminini hazırladığını vurguluyor.
