Kıbrıs, Osmanlı’dan Britanya yönetimine nasıl geçti?
II. Abdülhamid’in saltanat döneminde (1876–1909) Kıbrıs’ın Osmanlı egemenliğinden çıkarılması tek bir hatadan çok; bir dizi jeopolitik tercih, askeri-iktisadi zayıflık ve büyük güçlerin oyunuydu. Olayın ana hatları şöyle gelişti:
1. Jeopolitik baskı ve güvenlik kaygısı
1877–1878 Rusya ile yapılan savaş (93 Harbi) sonrası Osmanlı askeri ve mali bakımdan büyük yaralar aldı. İmparatorluğun Avrupa’daki topraklarını savunma kapasitesi sorgulanır hale gelince, II. Abdülhamid ve çevresi “varlığını koruma” önceliğini benimsedi. Rusya tehdidine karşı dış destek arayan Osmanlı yönetimi, dengeleri gözeterek bazı tavizler vermeye razı oldu.
2. 1878 düzenlemesi: Yönetim el değiştiriyor, egemenlik nominal kalıyor
Büyük güçler arasındaki pazarlıkların bir sonucu olarak 1878’de yapılan ikili düzenlemeler (Kıbrıs’ın İngiliz idaresine verilmesi dahil) Osmanlı yönetimi tarafından kabul edildi. Resmî anlatıda Osmanlı egemenliği teknik olarak korunurken, fiilen adanın yönetimi İngiltere’ye geçti. II. Abdülhamid bu tercihi; imparatorluğun toprak bütünlüğünü, özellikle Anadolu ve Balkanlar’daki hayati bölgelerini Rusya’ya kaptırmamak için bir ödün olarak gördü.
3. Ekonomik ve idari zaaflar
Osmanlı maliyesinin zayıflığı, merkezî otoritenin çözülmesi ve yerel ayaklanmalar hükümetin elini zayıflatıyordu. Bu iç sorunlar, dış baskılara karşı pazarlık gücünü azalttı ve büyük güçlerin bölgedeki nüfuzunu güçlendirdi.
4. Kesin kopuş: I. Dünya Savaşı ve İngiliz ilhakı
1914’te Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’na Almanya yanında girmesi üzerine İngiltere, Kıbrıs’ı resmen ilhak etti. Savaş ortamı, 1878’den itibaren süregelen fiili değişimi yasal ve kalıcı hale getirdi. Lozan Antlaşması (1923) ve sonraki diplomatik gelişmelerle Osmanlı/Türk hukuki iddiaları sona erdi; ada 20. yüzyıl boyunca Britanya idaresinde kaldı.
Sonuç ve miras
II. Abdülhamid’in tercihleri, “anlık stratejik kurtuluş” arayışının uzun vadede toprak kaybına dönüşmesinin örneğidir. Kıbrıs’ın İngiliz yönetimine girişi, Osmanlı’nın 19. yüzyıl sonlarındaki yapısal zayıflıklarını, Büyük Güç siyaseti baskısını ve kısa vadeli güvenlik tercihlerinin kalıcı jeopolitik sonuçlarını özetler. Ada, 1960’ta bağımsız olana dek İngiliz sömürge idaresinin etkisi altında kaldı; bu miras sonraki yıllarda Kıbrıs sorununu şekillendiren temel etkenlerden biri oldu.
