Kilis’te Yazla Gelen Doğal Lezzet: Keber Zamanı Başladı
Yaz mevsiminin gelişiyle birlikte Güneydoğu Anadolu’nun bereketli şehirlerinden Kilis’te, doğanın sunduğu eşsiz bitkilerden biri olan capparis spinosa yeniden gündeme geliyor. Halk arasında farklı adlarla bilinse de bu bitki, Kilis yöresinde “keber” ismiyle anılıyor. Yıllardır süre gelen gelenekle her yıl mayıs ayının son günlerinde ve haziran başında toplanan bu doğal ürün, hem mutfaklara lezzet katıyor hem de yerel ekonomiye katkı sağlıyor.
Doğayla bütünleşik bir yaşam süren Kilis halkı için bu dönem, yalnızca bir hasat mevsimi değil; aynı zamanda kültürel bir mirasın yeniden hayat bulduğu bir zaman dilimi. Özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınlar için önemli bir gelir kaynağı olan bu bitki, sofralara uzanan bir emeğin ve bilginin sonucudur.
Doğayla Uyumlu Bir Geleneğin İzinde
Bu bitkinin yetiştiği alanlar genellikle kıraç, taşlık arazilerden oluşur. Güneşli havayı seven bu dayanıklı tür, toprağa uyum sağlar ve hiçbir gübre ya da özel bakım gerektirmeksizin büyür. Yalnızca mevsimini beklemek ve doğru zamanda toplamak yeterlidir. Sabah erken saatlerde başlayan toplama süreci, öğle saatlerine kadar devam eder. Bu saat aralığı, bitkinin en taze ve uygun hâlinin yakalandığı zamandır.
Kadınlar tarafından geleneksel yöntemlerle toplanan tomurcuklar, evlere getirildikten sonra ya doğrudan taze tüketilir ya da salamura edilerek saklanır. Bu yöntem, ürünün hem raf ömrünü uzatır hem de aromasını korur. Kurutulmuş yaprakları ise yöresel yemeklerde baharat olarak kullanılır.
Sağlığa Katkısı Saymakla Bitmiyor
Bu bitkinin yalnızca lezzeti değil, içerdiği faydalar da dikkat çekicidir. Doğal beslenmeye yönelenlerin son yıllarda sıkça tercih ettiği bu ürün, antioksidan özellikleriyle bağışıklık sistemini destekler. Aynı zamanda sindirime yardımcı olur, mideyi rahatlatır ve vücudun toksinlerden arınmasına katkı sağlar. Geleneksel halk hekimliğinde bu gibi bitkilerin önemli bir yeri vardır ve bu ürün de bu gelenekte sıkça adından söz ettirir.
Yerel halk, özellikle kış aylarında kurutulmuş yapraklarını çay olarak tüketir. Özellikle doğal yaşamı benimseyen bireyler için bu tür bitkiler, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Kadın Emeğinin Görünür Olduğu Alanlardan Biri
Bu doğal ürünün toplanması ve işlenmesi, özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınlar için anlamlı bir uğraştır. Kadınlar, erken saatlerde doğaya çıkarak yalnızca bir bitki toplamakla kalmaz, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen bir bilgiyi, geleneği yaşatırlar. Topladıkları ürünleri ev ekonomisine katkı sağlayacak biçimde pazarlarda satışa sunarlar.
Kooperatifleşme sürecinin artmasıyla birlikte bu üretim daha kurumsal bir yapıya kavuşmaya başlamıştır. Kadın girişimciler, artık yalnızca ham madde üretmiyor; aynı zamanda salamura, kurutulmuş ya da baharat formunda işlenmiş ürünleri markalaştırarak daha geniş bir pazara ulaştırıyor.
Kilis Mutfağında Doğal Bir Lezzet
Yörenin zengin mutfağında sebzeden ete kadar birçok yemekte bu bitkiye rastlamak mümkündür. Turşusu en yaygın tüketim şekli olmakla birlikte, salatalarda, et yemeklerinde ve yoğurtlu mezelerde de tercih edilmektedir. Hafif ekşimsi aromasıyla yaz sofralarında serinletici bir eşlikçi olurken, kışın ise güçlü bir lezzet tamamlayıcısı olarak karşımıza çıkar.
Her evin kendine özgü bir salamura tarifi bulunur. Kimisi sirkeyle, kimisi limon suyuyla hazırlarken; bazıları sarımsak ve baharat eklemeyi tercih eder. Bu çeşitlilik, sadece mutfaktaki yaratıcılığı değil, kültürel zenginliği de gözler önüne serer.
Tanıtım ve Tescil Süreci Devam Ediyor
Son yıllarda bu doğal ürünün coğrafi işaret alması için yürütülen çalışmalar hız kazanmıştır. Üniversitelerin desteklediği bilimsel araştırmalar ve belediyelerin katkılarıyla, Kilis yöresine ait bu bitkinin ülke genelinde daha fazla tanınması amaçlanmaktadır. Bu sayede hem üretim artacak hem de üreticinin kazancı yükselecektir.
Markalaşma süreciyle birlikte sadece tarım değil, gastronomi ve turizm alanlarında da yeni fırsatlar doğmaktadır. Yöresel ürünlerin değer kazanması, aynı zamanda bölge halkının yaşam kalitesine de doğrudan etki etmektedir.
Kültürel Bir Hafıza ve Doğal Bir Kazanç
Yıllardır aynı zamanlarda toplanan bu değerli bitki, yalnızca bir ürün değil; aynı zamanda bölgenin kültürel kodlarından biridir. Toplandığı mevsim, işlendiği yöntem, tüketildiği yemekler, sohbetlerde anlatılan tarifler ve anılar, hepsi bu doğal zenginliğin etrafında şekillenir. Bu yönüyle sadece doğadan gelen bir nimet değil; bir kültür taşıyıcısıdır.
Bugün genç nesiller, büyüklerinden öğrendikleri bu gelenekleri sürdürerek hem kültürü yaşatmakta hem de ekonomik anlamda kazanç sağlamaktadır. Bu da gösteriyor ki doğayla kurulan bu ilişki, yalnızca geçmişe ait değil; geleceğe de umutla bakan bir bağdır.
Haber Mehmet Çetin
https://www.kiliskenthaber.com/haber/otizmli-cocuk-9-gundur-bulunamadi-78716.html