Onun elleri yok belki, ama umudu var. Tek koluyla Kilis’in sokaklarında geri dönüşüm malzemesi toplayarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışan Suriyeli bir emekçinin hikâyesi, yoksulluğun, göçün ve insan direncinin sessiz ama güçlü bir çığlığına dönüşüyor.
Yıllar önce savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan bu adam, yaşamını sıfırdan kurmak zorunda kaldı. Üstelik bir kolunu kaybetmiş olmasına rağmen, hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmedi. Sabahın erken saatlerinde el arabasını alıp Kilis sokaklarına düşüyor; plastik, kağıt, demir ne bulursa toplayarak geri dönüşüm depolarına satıyor. Kazandığı birkaç lirayla hem karnını doyurmaya hem de çocuklarına bakmaya çalışıyor.
“ENGELİM DEĞİL, AÇLIK BENİ DURDURUR”
Adının açıklanmasını istemeyen Suriyeli emekçi, yaşadığı zorluklara rağmen kendisini en çok ayakta tutan şeyin ailesi olduğunu söylüyor:
“Bir kolum yok ama elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum. Engelim değil, açlık beni durdurur. Çocuklarım için sabah 5’te çıkıyorum, geceye kadar çalışıyorum. Onlar okula gidebilsin diye uğraşıyorum.”
Topladığı atıkları sırtında taşıyan, kimi zaman sağanak yağmurda, kimi zaman kavurucu güneş altında çalışan bu emekçinin hayatı, sadece bir hayatta kalma mücadelesi değil; aynı zamanda onur, sorumluluk ve azmin sembolü.
TOPLUMUN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
Bu hikâye, aslında Türkiye’nin dört bir yanında benzer hayatlar süren binlerce insanın temsilcisi. Geri dönüşüm işçileri, çoğu zaman kayıt dışı, sigortasız ve korumasız koşullarda çalışırken, yaşadıkları zorluklar çoğu zaman göz ardı ediliyor. Üstelik birçoğu, Suriyeli ya da göçmen olmaları nedeniyle daha da kırılgan bir yaşam sürüyor.
HEM DOĞAYA HEM EKONOMİYE KATKI SAĞLIYOR
Geri dönüşüm malzemesi toplayarak geçimini sağlayan bu işçiler, aslında doğanın korunmasına ve ekonominin çarklarının dönmesine de önemli katkı sunuyor. Ancak yaptıkları işin değeri ne sosyal güvenceleriyle ölçülüyor ne de kamusal farkındalıkla.
SESSİZ KAHRAMANLARA BİR BAKIŞ
Kilis’in sokaklarında el arabasını tek koluyla iten bu adam, belki de gözden kaçan ama saygıyı en çok hak eden insanlardan biri. Onun hikâyesi, yalnızca bireysel bir direniş değil; sistemin görmediği binlerce “sessiz kahraman”ın sesi.
Haber: İbrahim Güneş
Kilis’teki mesire alanı eski günlerini arıyor