NEW YORK — New York Belediye Başkanlığı yarışında son düzlüğe girilirken, Uganda doğumlu Müslüman siyasetçi Zohran Mamdani etrafında sertleşen retorik, ulusal gündemin baş sıralarına yerleşti. ABD Başkanı Donald Trump, Mamdani’yi defalarca “komünist” olarak nitelemenin yanı sıra, seçilmesi veya göçmen karşıtı federal operasyonlara engel olması hâlinde New York’un federal fonlarını kesmekten, hatta tutuklamaya kadar giden yaptırımlar uygulamakla tehdit etti. Mamdani ise bu söylemleri “demokrasiye saldırı” olarak tanımlayıp geri adım atmayacağını vurguladı.

Queens/Astoria merkezli genç siyasetçi, kampanyası boyunca Müslüman kimliğini hedef alan saldırıların arttığını, özellikle erken oy verme süreci yaklaşırken İslamofobik söylemlerin yoğunlaştığını belirtiyor. Bronx’taki bir cami önünde yaptığı duygusal konuşmada, 11 Eylül sonrası Müslüman Amerikalıların yaşadığı korku iklimini hatırlatarak, artık inancını “saklamadan, özür dilemeden” görünür kılacağını söyledi. Mamdani’nin söz konusu konuşması, New York’taki seçim tartışmasını kimlik siyaseti, din özgürlüğü ve ifade hürriyeti eksenine taşıdı.
Trump’ın çıkışlarının somut boyutu da oldu. Başkan, daha önce Mamdani’nin ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) operasyonlarına yerel düzeyde set çekme vaadine atıfla “engel olunursa tutuklarız” mesajı verdi; ayrıca New York’un “uslu durmaması” hâlinde mali muslukları kapatma kartını açıkça masaya koydu. Bu açıklamalar, yerel-federal yetki ayrımı ve şehir özerkliği tartışmalarını büyütürken, hukukçular Anayasa’nın yetki paylaşımı ilkelerini tartışmaya açtı.

Siyasi dil sertleştikçe Mamdani’ye dönük ırkçı ve din karşıtı tepkiler de arttı. Aşırı sağ çevrelerin yanı sıra bazı muhafazakâr siyasetçiler ve gruplar, Mamdani’yi “terörü desteklemekle” suçlayan kampanyalar yürüttü. Seçim döneminde rakip bir kampanyayı destekleyen bir Super PAC’in Mamdani’nin görüntüsünü manipüle ettiği iddiası kamuoyuna yansıyınca, fotoğraf üzerinden ırksal ve dini kodlarla oynandığı tartışmaları büyüdü. Mamdani, bu tür saldırıların esas amacının “Müslüman kimliğini kriminalize etmek” olduğunu savunuyor.
Bir başka tartışmalı başlık, Trump yönetiminin vatandaşlığın geri alınmasını gündeme getirebileceğine dair sinyalleri oldu. Hukuki ihtimali son derece tartışmalı olan bu adım, seçim atmosferinde göçmen kökenli bir adayın meşruiyetini sorgulama çabası olarak yorumlandı. Mamdani’nin Uganda-ABD çifte vatandaşlığı ve göçmen bir aile hikâyesi, destekçileri açısından “New York’un çoğulcu kimliğinin bir yansıması”; muhalifleri açısından ise “güvenlik ve sadakat” soruları için malzeme hâline getiriliyor.
![]()
Tüm bu baskılara rağmen Mamdani kampanyasını barınma krizi, zenginlerin vergilendirilmesi, toplu taşıma yatırımları ve çocuk bakımını erişilebilir kılma gibi somut vaatler üzerine kuruyor. Şehrin pandemi sonrası toparlanmasında “kamusal hizmetlerin güçlendirilmesi”ni ve “polis yerine sosyal hizmet odaklı güvenlik” modellerini savunması, onu hem ilerici tabanda popüler kılıyor hem de Wall Street ve emlak lobilerinin hedefi hâline getiriyor. Trump’ın “komünist” yaftasına karşı ise “New York’un kaynaklarını New Yorklular için kullanmak istiyorum” diyerek yanıt veriyor.
Seçim sürecinin son haftalarında, İslamofobi suçlamaları ve “ulusal güvenlik” göndermeleri üzerinden yürüyen negatif kampanyaların, kentteki Müslüman ve göçmen toplulukları üzerinde caydırıcı bir etki yaratmasından endişe ediliyor. Buna karşın, özellikle genç seçmenler ve çok kültürlü mahallelerde Mamdani’nin “korkuya değil umuda” çağrısı yankı buluyor. Yerel gözlemciler, sandık sonuçlarının yalnız New York’un yönetim tercihini değil, ABD’de din özgürlüğü ve çoğulculuk sınavını da göstereceğini vurguluyor.
Mamdani cephesi ise tabloyu net özetliyor: “Tehditlere boyun eğmeyeceğiz; bu seçim, Müslümanların ve göçmenlerin Amerikalı kimliğinin tartışılmasına değil, New Yorkluların gündelik dertlerine yanıt üretmeye dair.” Erken oy kullanmanın başladığı süreçte belediye başkanlığı yarışının ulusal ölçekte bu kadar büyük yankı uyandırması, New York’un yalnızca bir şehir değil, ABD siyasetinin nabzı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
