“Altı yufka verir misin?” dedim.
Yufkaları tek tek toparladı, büyük bir özenle paketledi ve bana uzattı.
Kredi kartımı uzattım.
“Abi, post cihazımız çalışmıyor,” dedi gülümseyerek.
Cebimde nakit yoktu.
“Öyleyse kalsın,” dedim.
Ama o, hiç tereddüt etmeden,
“Olur mu abi, sen yufkanı al; yolun bu taraf düştüğünde ödersin,” dedi.
“Öyleyse kalsın,” dedim.
Ama o, hiç tereddüt etmeden,
“Olur mu abi, sen yufkanı al; yolun bu taraf düştüğünde ödersin,” dedi.
Bir an duraksadım.
İçimde hem şaşkınlık hem de garip bir sevinç belirdi.
Teşekkür ettim, yufkalarımı aldım ve çıktım.
İçimde hem şaşkınlık hem de garip bir sevinç belirdi.
Teşekkür ettim, yufkalarımı aldım ve çıktım.
Ertesi gün borcumu ödemeye gittim.
Genç gayet doğal;
Genç gayet doğal;
“Hiç acelesi yoktu abi, zahmet etmişsin,” dedi.
İşte o an düşündüm:
Bu şehirde hâlâ güvenin, vicdanın ve esnaf terbiyesinin yaşadığını…
Bu şehirde hâlâ güvenin, vicdanın ve esnaf terbiyesinin yaşadığını…
Eskiden çarşıya, pazara gitseniz,
Bakkaldan bir şey alıp paranız çıkışmasa kimse sizi geri çevirmezdi.
Kimsenin gururu kırılmaz, kimse eli boş gönderilmezdi.
“Sonra ödersin” denir, dükkândan gönül rahatlığıyla çıkardınız.
Esnafın sözü senetti, müşterinin sözü de.
Bakkaldan bir şey alıp paranız çıkışmasa kimse sizi geri çevirmezdi.
Kimsenin gururu kırılmaz, kimse eli boş gönderilmezdi.
“Sonra ödersin” denir, dükkândan gönül rahatlığıyla çıkardınız.
Esnafın sözü senetti, müşterinin sözü de.
Bugünse büyük marketlerin soğuk koridorlarında,
Tek kuruşunuz eksik olsa malı bırakır, eli boş çıkarsınız.
Sistem başka; “para peşin, kırmızı meşin.”
Tek kuruşunuz eksik olsa malı bırakır, eli boş çıkarsınız.
Sistem başka; “para peşin, kırmızı meşin.”
Ama o gün, o yufkacı dükkânında,
O gencin cümlesiyle içime bir sıcaklık doldu:
“Sonra ödersin abi.”
O gencin cümlesiyle içime bir sıcaklık doldu:
“Sonra ödersin abi.”
Bir yufkadan fazlasıyla döndüm dükkândan:
Biraz umut, biraz huzur ve eskiden kalma güzel günlerin kokusuyla.
Biraz umut, biraz huzur ve eskiden kalma güzel günlerin kokusuyla.
O genç bana unuttuğumuz, özlediğim Antep’imi hatırlattı .
İyi ki hâlâ bu şehirde güveni yaşatan insanlar var.
Helal olsun seni yetiştiren babaya,
Sana o tezgâhı emanet eden ustaya.
Yazan: İbrahim Alisinanoğlu - Gaziantep Miş Miş
Fotoğraf: İ. Alisinanoğlu - Gaziantep'te bir dükkan-2023
***