İkinci Dünya Savaşı’nın kritik bir döneminde yapılan bu müdahalenin başlıca hedefleri; İran petrollerini güvence altına almak, Abadan rafinerisi ile Hürmüz Boğazı hattını korumak ve müttefik yardımlarının Sovyet topraklarına ulaşmasını sağlayan “Pers (İran) Koridoru”nu açık tutmaktı.
Londra ve Moskova, Tahran yönetiminin Alman etkisine kapı araladığını ve demiryolu–liman ağının Nazi casusluk faaliyetlerine karşı zayıf kaldığını savunuyordu. Kısa sürede ülke genelinde kontrol büyük ölçüde Müttefiklerin eline geçti. Sürecin siyasi sonucu ise derin oldu: İran Şahı Rıza Pehlevi, Eylül 1941’de tahttan çekildi; yerine oğlu Muhammed Rıza Pehlevi geçti. İran, savaş boyunca Müttefik ikmal hattının kilit ülkesi hâline geldi; milyonlarca ton mühimmat, araç ve gıda bu hat üzerinden Sovyetler Birliği’ne aktarıldı.
İşgal, İran’ın egemenlik tartışmalarını ve savaş sonrası dengelerini kalıcı biçimde etkiledi. Müttefik kuvvetler, savaşın bitiminden sonra tedricen çekilse de 1946’ya uzanan krizler (özellikle kuzeydeki ayrılıkçı hareketler ve Sovyet baskısı) bölgesel siyaseti belirledi. 25 Ağustos 1941, Orta Doğu enerji güvenliği, büyük güç rekabeti ve lojistik koridorların stratejik öneminin tarihsel bir eşiği olarak kayda geçti.
Haber: Abdurrahman REYHANLI
Kuyuda Ölü Bulunan 2 Yaşındaki Çocuğun Cenazesi Memleketine Gitti