– Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, İsrail’in son dönemde Suriye topraklarına düzenlediği hava saldırılarına karşı güçlü bir duruş sergileyerek, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasını taşıyan kınama tezkeresini oy birliğiyle kabul etti. Söz konusu tezkere, İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayarak bölgede çatışmaları körüklediğine ve dünya barışını tehdit ettiğine dikkat çekti.
"İsrail, bölgesel barışı tehdit eden bir strateji yürütüyor"
Meclis Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Genel Kurul’da oylanan tezkerede şu ifadeler yer aldı:
“İsrail’in hukuk tanımazlığı bugün yüzünü bir kez daha Suriye’de göstermiştir. Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden soykırım, Lübnan ve İran’a yapılan saldırıların ardından bugün de Suriye’nin başkenti Şam’ın hedef alınması, İsrail yönetiminin bölgesel barışı topyekûn tehdit eden bir çatışma stratejisi yürüttüğünü açıkça ortaya koymaktadır.”
"BM Şartı ve uluslararası hukuk çiğneniyor"
Tezkerede, İsrail’in uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı davrandığı vurgulandı. Suriye’nin egemenliğine yapılan ihlallerin, aynı zamanda Filistin’deki soykırımı gizleme çabasının bir parçası olduğu kaydedildi:
“İsrail bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünü açıkça ihlal etmekte, diğer taraftan Filistin halkına karşı sürdürdüğü soykırımı dikkatlerden uzaklaştırmaya yönelik yeni bir saldırganlığa girişmektedir.”
"Uluslararası toplumun sessizliği cesaret veriyor"
Tezkerede, uluslararası kamuoyunun İsrail karşısındaki sessizliği de eleştirildi:
“Bu noktada uluslararası toplumun anlaşılmaz sessizliği ve etkisizliği, İsrail’in bu hukuk tanımaz ve pervasız saldırganlığına cesaret vermektedir.”
TBMM'den çağrı: “İsrail’e karşı etkili önlem alınmalı”
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İsrail’in Şam başta olmak üzere Suriye genelinde gerçekleştirdiği saldırıları "en sert şekilde" kınadı. Ayrıca, Suriye halkının yanında olduğunu ve ülkenin toprak bütünlüğünü desteklediğini yineledi:
“Uzun yıllar boyunca büyük acılar çekmiş Suriye halkının yanında olduğumuzu yineliyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğimizi, dost ve kardeş Suriye halkının huzuruna kasteden tüm eylemlerin karşısında olduğumuzu en güçlü şekilde vurguluyoruz.”
“Netanyahu’nun çıkarına hizmet eden çatışmalar”
Tezkerede, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasının, yalnızca halkların değil tüm dünyanın yararına olacağı belirtilirken, mevcut saldırıların yalnızca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve çevresine çıkar sağladığına dikkat çekildi:
“Tersine gelişmelerin ise sadece, varlığını kan ve çatışma üstüne kuran Netanyahu ve ekibine çıkar sağlayacağını ifade ediyoruz.”
Resmî Gazete'de yayımlanacak
Kabul edilen tezkere, TBMM’nin kararıyla Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Ayrıca Meclis, bu saldırganlığa karşı uluslararası kamuoyuna seslenerek şu çağrıyı yaptı:
“İsrail’in bölgesel krizi derinleştiren ve dünya barışını tehdit eden saldırganlığına karşı uluslararası toplumu sesini yükseltmeye; etkili, tutarlı ve kararlı önlemler almaya bir kez daha davet ediyoruz.”
Bu Tezkere Ne Anlama Geliyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oy birliğiyle kabul ettiği bu tezkere, sembolik olduğu kadar siyasi açıdan da önemli mesajlar içermektedir. İşte bu kararın taşıdığı temel anlamlar:
-
İsrail'e Net Bir Mesaj: TBMM, İsrail'in bölgedeki saldırgan tutumuna karşı güçlü ve kurumsal bir tepki ortaya koyarak, bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğunu uluslararası topluma ilan etti.
-
Suriye ile Dayanışma Vurgusu: Tezkerede Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yapılan vurgu, Türkiye’nin komşu ülke halklarına yönelik insani ve diplomatik desteğini sürdürdüğünün göstergesidir.
-
Uluslararası Hukukun Savunulması: Tezkere, Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuk ilkelerine yapılan referanslarla, Türkiye'nin küresel barış ve düzenin korunmasından yana tavır aldığını vurgulamaktadır.
-
Netanyahu Hükümetine Eleştiri: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun adının açıkça zikredilmesi, Türkiye’nin eleştirilerini şahsileştirdiğini ve mevcut İsrail hükümetinin politikalarını doğrudan hedef aldığını göstermektedir.
-
Uluslararası Topluma Çağrı: Tezkere, yalnızca Türkiye’nin değil, aynı zamanda tüm dünya ülkelerinin İsrail’in saldırganlığına karşı ses yükseltmesi gerektiğini savunmakta; etkili, kararlı ve somut önlemlerin alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
-
Resmî Devlet Duruşu: Bu karar, herhangi bir parti bildirisi değil; Meclis Başkanlığı tarafından hazırlanmış, tüm partilerin ortak iradesiyle kabul edilmiş resmi bir devlet tutumudur. Bu da Türkiye'nin konuya yaklaşımının sadece siyasi değil, aynı zamanda diplomatik ve milli bir mesele olarak ele alındığını gösterir.