Osmanlı tarihinin en kritik zaferlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Bu savaş, II. Murad komutasındaki Osmanlı ordusunun Avrupa’da ilerleyişini pekiştirdi ve Osmanlı hâkimiyetinin Balkanlar’daki kalıcılığını sağladı.
| Tarih | 10 Kasım 1444 |
|---|---|
| Bölge | Varna, Bulgaristan yakınları |
| Sonuç | Mutlak Osmanlı zaferi |
Taraflar
| Osmanlı Devleti | Haçlı Birliği (Avrupa İttifakı) |
|---|---|
| Osmanlı İmparatorluğu | Lehistan (Polonya) Krallığı |
| Macaristan Krallığı | |
| Eflak Prensliği | |
| Transilvanya | |
| Boğdan Prensliği | |
| Litvanya Büyük Dükalığı | |
| Bulgaristan | |
| Papalık Devleti | |
| Hırvatistan Krallığı | |
| Töton Şövalyeleri |
Komutanlar
| Osmanlı Tarafı | Haçlı Tarafı |
|---|---|
| II. Murad | III. Władysław (Ladislas) – öldü |
| János Hunyadi | |
| II. Vlad (Eflak Prensi) | |
| Julian Cesarini (Papalık Elçisi) – öldü |
Güçler
| Osmanlı Ordusu | Haçlı Ordusu |
|---|---|
| 37.000–40.000 asker (bazı kaynaklara göre 60.000) | 44.000–55.000 asker |
| 30.000 Anadolu kuvveti | 30.000 Macar ve Leh askeri |
| 7.000–10.000 Rumeli kuvveti | 15.000 süvari, 15.000 piyade |
| 4.000–10.000 Eflak, Litvanya, Hırvat, Bulgar ve Töton askerleri |
Haçlı Ordusu’nun Kuruluşu
Varna Muharebesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlardaki genişlemesine son vermek isteyen Avrupa güçlerinin ortak girişimiyle başladı. Macar Kralı Ladislas (Władysław) III, Papalık, Lehistan, Macaristan, Hırvatistan, Bohemya, Eflak ve çeşitli Avrupa soylularının destekleriyle oluşturulan Haçlı ordusunun başına geçti. Ordunun dini liderliğini Kardinaller ve Papalık elçileri, askeri liderliğini ise Macar kumandan János Hunyadi (Yanoş Hunyadi) üstlendi.
Haçlı ordusunun amacı, Osmanlıların Balkanlar üzerinden Orta Avrupa’ya ilerlemesini durdurmak ve II. Murad’ı barış anlaşması yapmaya zorlamaktı. Ancak Osmanlı tarafı, daha önce imzalanan Edirne-Segedin Antlaşması’na rağmen Haçlıların antlaşmayı bozarak saldırıya geçmesi üzerine orduyu yeniden harekete geçirdi.
Osmanlı Ordusu’nun Başında II. Murad
Savaş sırasında tahta oğlu II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) bulunuyordu. Ancak Haçlı seferi haberini alan genç hükümdar, babası II. Murad’ı tekrar ordunun başına geçmeye davet etti. “Eğer padişah sensen, ordunun başına geç; eğer ben padişah isem, seni emrediyorum — ordunun başına geç!” sözleriyle tarih sahnesine geçen bu olay, Osmanlı’nın kararlılığını gösterdi.
“II. Murad komutasındaki Osmanlı ordusunun mevcudu yaklaşık 60 bin, Haçlı ordusunun ise 40 ila 50 bin civarında olduğu; ancak savaş alanında fiilen 20–25 bin kadar Haçlı askerinin yer aldığı belirtiliyor.”
Varna Ovası’nda Çatışma
10 Kasım sabahı Varna yakınlarındaki düzlükte iki ordu karşı karşıya geldi. Osmanlı ordusu klasik düzende konuşlandı: merkezde sultan ve yeniçeriler, sağ kolda Rumeli kuvvetleri, sol kolda Anadolu askerleri yer aldı. Arkada ihtiyat birlikleri ve topçular bulunuyordu.
Haçlı ordusu ise Varnenka gölü ile deniz arasında sıkışık bir bölgede savaşa girmek zorunda kaldı. Bu durum, Osmanlıların manevra kabiliyetini artırdı. İlk çarpışmalarda Haçlı süvarileri Osmanlı saflarına saldırsa da II. Murad’ın stratejik planıyla çevrilerek geri püskürtüldüler.
Kral Ladislas’ın Ölümü
Savaşın dönüm noktası, Macar Kralı Ladislas’ın cesur fakat hatalı bir hamlesiyle geldi. Osmanlı merkezine doğru ani bir hücum başlatan Ladislas, yeniçeriler tarafından kuşatıldı. Rivayete göre, bir yeniçeri tarafından mızrakla atından düşürülen genç kralın başı kesilerek II. Murad’ın çadırına getirildi. Bu olayın ardından Haçlı ordusu büyük panik yaşadı ve tamamen dağılmaya başladı.
Kralın ölümü, savaşın seyrini Osmanlı lehine çevirdi. Osmanlı kuvvetleri, kaçan düşman birliklerini kovalayarak Varna’da kesin zafer elde etti.
Savaşın Sonuçları
Varna Zaferi, Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki hâkimiyetini kalıcı hale getirdi. Avrupa’daki Haçlı birliklerinin ortak saldırı girişimi uzun yıllar boyunca bir daha tekrarlanamadı. Bu zafer, Osmanlı’nın Orta Avrupa’ya doğru ilerleyişinde büyük moral kazandırdı.
II. Murad, zaferin ardından kısa süre içinde yeniden tahta geçti; bu zaferle Osmanlı ordusunun disiplinini ve stratejik gücünü tüm dünyaya göstermiş oldu.
Varna Muharebesi ayrıca, ileride İstanbul’un fethine giden sürecin askeri ve psikolojik temelini oluşturdu. II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed), çocuk yaşta tanık olduğu bu zaferin ardından Osmanlı’nın gelecekteki kaderini belirleyecek bir liderliğe adım attı.
Varna’nın Tarihî Önemi
Varna Muharebesi, yalnızca Osmanlı için değil, Avrupa tarihi açısından da dönüm noktasıdır. Avrupa’da Osmanlı ilerleyişine karşı birleşen güçlerin yenilgisi, Hristiyan dünyasında büyük bir moral bozukluğuna yol açtı. Bu yenilgiyle birlikte Balkanlar’daki Osmanlı hâkimiyeti pekişti, Doğu Avrupa’daki dengeler kökten değişti.
Günümüzde Bulgaristan’ın Varna kentinde, savaşın yaşandığı bölge “Varna Anıtı” adıyla korunmaktadır. Bu alan, Osmanlı’nın Avrupa’daki askerî mirasının en önemli simgelerinden biri olarak kabul edilir.
