Kilis’in Osmanlı Dönemindeki Konumu ve Önemi
Tarihi oldukça eskiye dayanan Kilis, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Halep vilayetine bağlı bir sancak olarak yönetiliyordu. 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı topraklarına dahil edilen şehir, coğrafi olarak önemli bir konumda yer alması sayesinde ticaret yolları üzerinde stratejik bir nokta hâline geldi. Kilis, hem ticari hem de askeri bakımdan Osmanlı’nın doğu sınırında kilit görevi gördü. Zaman içerisinde gelişen sosyal yapısı, kültürel dokusu ve zanaatkâr ekonomisiyle dikkat çeken bu şehir, uzun yıllar boyunca Halep merkezli idari sistemin bir parçası olarak yönetilmeye devam etti.
Mondros Mütarekesi’nden Sonra Başlayan Belirsizlik Dönemi
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok bölgesinde olduğu gibi Kilis’te de kontrolsüz ve geçici bir dönemin başlangıcı oldu. Bu süreçte bölge Fransız işgaline uğradı. 1919'dan itibaren Kilis, Fransız askerlerinin konuşlandığı yerlerden biri hâline geldi. Halkın direnişi, özellikle Antep ve çevresinde etkili olsa da Kilis, sınırda yer alması sebebiyle çatışmasız bir işgal altındaydı.
Fransızların Kilis’teki hâkimiyeti kısa sürdü. Ankara Hükûmeti’nin yürüttüğü diplomatik girişimler sonucunda, Türkiye ile Fransa arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması ile sınırlar yeniden şekillendirildi. Bu antlaşmayla birlikte Kilis, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisine resmen dahil edildi.
Ankara Antlaşması ile Resmen Türkiye Toprağı Oldu
Ankara Antlaşması, Türkiye ile Fransa arasındaki sınır sorunlarını çözmeyi hedefliyordu. Bu antlaşmaya göre, Halep vilayetinin kuzeyinde kalan bazı bölgeler Türkiye’ye bırakıldı. İşte bu noktada Kilis, Türkiye sınırlarına resmen dâhil edilen yerleşim yerlerinden biri oldu. 1921 yılı, Kilis’in kaderinin değiştiği yıl olarak kayıtlara geçti. Bu gelişme, sadece sınırların yeniden çizilmesi anlamına gelmedi, aynı zamanda bölge halkı için siyasi ve toplumsal bir rahatlamayı da beraberinde getirdi.
Antlaşma sonrası Fransız askerleri geri çekildi, Türk yönetimi şehre resmen hâkim oldu. Cumhuriyetin ilanına giden süreçte Kilis, Türkiye’nin bir parçası olarak yeniden yapılandırıldı. Bu dönemde halkın büyük kısmı Türkiye Cumhuriyeti'nin sunduğu idari sisteme uyum sağladı ve yeni kimliklerle vatandaşlık süreçleri tamamlandı.
Kilis’in Türkiye’ye Katılmasıyla Gelen Değişim
1921 yılında Türkiye’ye katılan Kilis, idari anlamda önce Gaziantep’e bağlı bir ilçe olarak organize edildi. Fakat yıllar içinde artan nüfus, büyüyen ticaret hacmi ve coğrafi konumu nedeniyle bağımsız bir il olma potansiyelini güçlendirdi. Bu yönüyle bakıldığında Kilis’in Türkiye’ye dahil olması sadece bir sınır değişikliği değil, aynı zamanda bir bölgesel kimlik dönüşümünün de başlangıcıydı.
Bugün Türkiye’nin güney sınırında bulunan ve Suriye ile komşu olan Kilis, Cumhuriyet döneminde yaşanan bu kritik sürecin ardından kalkınmasını sürdüren şehirlerden biri hâline geldi. Tarih boyunca yaşadığı geçiş dönemleriyle hafızalarda yer eden kent, 1921 yılı itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kalıcı bir parçası oldu.