Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Avrupa Uzay Ajansının Sentinel-2 uydularından elde edilen verileri, kendi geliştirdikleri yazılımla birleştirerek Türkiye'nin kuraklık seviyesini haritalandırdı.
Geliştirilen sistem sayesinde uyduların yakın kızılötesi ve kısa dalga kızılötesi bantlarından yararlanılarak bitkilerin su içeriği analiz edildi.
Yazılım aracılığıyla mayıs ve haziran ayları ile ağustosun 20 gününe ait uydu verilerinden Türkiye'nin "kuraklık haritası" oluşturuldu.
"Peyzaj alanları sararıyor, ağaçlar kuruyor"
Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, AA muhabirine, bu yılın yağış açısından oldukça yetersiz geçtiğini, ülke genelinde az yağış görüldüğünü söyledi.
Bu durumun yaşam alanlarında da hissedildiğini aktaran Kutoğlu, "Peyzaj alanları sararıyor, ağaçlar kuruyor. Uydu verileriyle bunları Türkiye genelinde incelemek mümkün. Ülke genelinde kuraklığın ne durumda olduğunu görmek mümkün. Biz de bunun için inceleme başlattık." dedi.
Kutoğlu, geliştirdikleri kodlamayla mayıs ve haziran ayları ile ağustosun 20 gününe ait uydu verileriyle Türkiye'nin mozaiğini oluşturduklarını belirterek, iki döneme ait verilerin sınıflandırılması sonucunda elde edilen haritalar arasında belirgin farklılıklar bulunduğunu, analizlerde özellikle bazı bölgelerde bitki örtüsünün tamamen ortadan kalktığının görüldüğünü kaydetti.
Elde edilen haritada, koyu kırmızı renkli alanların genellikle yangınlar sonucu yok olan bölgeleri temsil ettiğini aktaran Kutoğlu, beyaz renkle gösterilen alanların haziran ve ağustos aylarında kuraklıktan etkilenmediğini, nötr kaldığını, beyazdan kırmızıya doğru değişen pembe tonlarının ise su içeriğinde azalma yaşanan zeminleri ve bitki örtüsünü gösterdiğini anlattı.
Kutoğlu, ülke genelinde bitkilerin su stresine girdiğine dikkati çekerek, "Toprak nemini kaybetmiş. Dolayısıyla Türkiye genelinde bu yıl ciddi kuraklıkla karşı karşıyayız. Bitkiler, ülke genelinde ormanlık alanlar, tarım alanları, hemen hemen her yer su stresine girmiş gibi gözüküyor. Yağışlarla toprak su aldığında bitkiler de kökleri vasıtasıyla topraktan suyu çekerek besleniyor ancak maalesef yağış olmadığı durumda bitkiler topraktan yeterince su çekemiyor ve su stresi dediğimiz duruma geliyorlar. Yaprakların dalları, peyzaj ve çim alanları kuruyor. Bitki stresi nedeniyle bugünkü durumlarla karşılaşıyoruz." diye konuştu.
Kuraklıkla mücadele için toplumsal olarak yapılması gerekenlerin olduğunu vurgulayan Kutoğlu, şöyle devam etti:
"Bunlar sadece yasal düzenlemelerle, kanunlarla olmuyor. Kuraklıkla karşı karşıya olan alanlarda, öncelikle mesela tarım alanlarında kuraklık söz konusuysa o zaman susuz tarım yapılabilecek bitkilere, tarımsal ürünlere geçilmesi lazım. Çok fazla su isteyen buğday gibi tarım ürünleri su stresini, kuraklığı artırabilir. Onun dışında, betonlaşmaya dikkat etmek lazım.
Kentleri yeşillendirerek, ağaçlandırarak, peyzaj çalışmaları yoluyla ısı seviyelerini düşürecek çalışmalar yapmamız lazım. Yine kentlerde peyzaj alanlarında daha az su isteyen bitkiler kullanmamız gerekiyor. Çok su isteyen çimen gibi bitkiler yaptığımız takdirde hep suyumuzu tüketmiş oluyoruz. Hem de bu bitkiler kuraklıktan çok daha kolay etkileniyor. Onun dışında imar alanlarında yeni imarlar verilirken yeşil çatı uygulamaları zorunlu tutabilir. Yansıtıcılığı yüksek çatı malzemeleri zorunlu tutulabilir, hatta binaların boyanmasında beyaza yakın daha açık renkler zorunlu tutulabilir. Yine yeni binalarda belediyeler yağmur suyu toplama sistemlerini zorunlu tutabilirler."
Kutoğlu, iklim değişikliğinin, insanoğlunun son yıllarda karşı karşıya olduğu en önemli küresel sorunlardan biri olduğuna değinerek, "Görünen o ki iklim değişikliği noktasında insanoğlu bunu geri döndüremeyecek. Bununla yaşamaya alışmamız ve buna yönelik önlemler almamız gerekiyor." dedi.
AA
-------
Kilis’te Pasajlar Kan Kaybediyor: Fiyatlar Artıyor, Alışveriş Azalıyor