<h4 data-end="467" data-start="78">21 Ekim 1999 sabahı, Türkiye yakın tarihinin en karanlık günlerinden biri yaşandı. Gazeteci, yazar, akademisyen ve eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, evinin önünde uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybetti. Olay, yalnızca bir aydının ölümü değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi ve ifade özgürlüğü mücadelesinde büyük bir yara olarak hafızalara kazındı.</h4> <div data-end="902" data-start="469">Ankara’daki evinin önünde aracına konulan bombanın patlamasıyla Kışlalı ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Saldırı, saat 09.40 sıralarında Çankaya’daki Portakal Çiçeği Sokağı’nda meydana geldi. Kışlalı, sabah gazeteye yazı göndermek üzere evinden çıkarken, arabasının sileceğine yerleştirilmiş patlayıcı infilak etti. Patlamanın etkisiyle vücudu ağır şekilde yaralanan Kışlalı olay yerinde yaşamını yitirdi.</div> <div data-end="902" data-start="469"></div> <div data-end="1332" data-start="904">Kışlalı, suikasttan önce Cumhuriyet gazetesinde yazdığı köşe yazılarında laiklik, demokrasi, Atatürkçülük ve siyasal İslam tehdidi konularını cesurca ele alıyordu. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyordu. Siyasi kimliği kadar düşünce dünyasıyla da tanınan Kışlalı, “Atatürkçülük, bir ideoloji değil; aklın ve bilimin yol göstericiliğidir” sözleriyle hatırlanıyordu.</div> <div data-end="1812" data-start="1334">Olaydan hemen sonra dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit ve Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, saldırıyı kınayan açıklamalar yaptı. Ecevit, “Karanlık güçler Türkiye’nin aydınlık seslerini susturmak istiyor” diyerek olayın bir demokrasi suikastı olduğunu vurguladı. Ülke genelinde üniversitelerde, sendikalarda ve gazetelerde büyük tepkiler yükseldi. On binlerce kişi, Kışlalı’nın cenazesinde “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları attı.</div> <div data-end="2266" data-start="1814">Soruşturmayı yürüten güvenlik birimleri, saldırının İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) adlı örgüt tarafından düzenlendiğini açıkladı. Örgüt, 1990’lı yıllarda Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy gibi aydınlara yönelik saldırılarla da ilişkilendirilmişti. Soruşturma kapsamında bazı sanıklar gözaltına alındı ve yargılamalar uzun yıllar sürdü. Ancak kamuoyunda olayın tüm yönleriyle aydınlatılamadığı yönünde eleştiriler devam etti.</div> <div data-end="2550" data-start="2268">Kışlalı, 1980’li yıllarda Ecevit hükümetinde Kültür Bakanı olarak görev yapmış, daha sonra akademik kariyerine dönerek yazarlığa başlamıştı. “Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi”, “Siyasal Sistemler”, “Aydınlanmanın Felsefesi” gibi eserleriyle Türk siyaset bilimine katkı sunmuştu.</div> <div data-end="2766" data-start="2552">Ahmet Taner Kışlalı, ölümünden sonra da Türkiye’de aydınlanma mücadelesinin simge isimlerinden biri haline geldi. Her yıl ölüm yıldönümünde mezarı başında ve üniversitelerde düzenlenen etkinliklerle anılıyor.</div> <div data-end="2988" data-start="2768">O’nun suikastı, tıpkı Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok gibi cumhuriyetçi aydınlara yapılan saldırıların zincirinde yer aldı. Kışlalı’nın ardından geriye bıraktığı söz, hâlâ Türkiye’nin aydın yüzünü tanımlıyor:</div> <div data-end="3078" data-start="2991">“Gerçek Atatürkçülük, aklın, bilimin ve özgür düşüncenin rehberliğinde ilerlemektir.”</div> <h5 data-end="230" data-start="199">Haber: Abdurrahman REYHANLI</h5>