Cenazelerin organları yok

Hamas, onaylanan ateşkes planının ilk aşaması kapsamında ölen İsrailli esirlerin 10’unun naaşını iade etti; İsrail de çok sayıda Filistinlinin cenazesini Gazze’ye gönderiyor. “Organ hırsızlığı” iddiası için uluslararası soruşturma talep ediliyor.

Gazze’deki ateşkes planının ilk aşaması işlerken, taraflar ölülerin cenazelerini karşılıklı teslim etmeye devam ediyor. İsrail, Cuma gecesi itibarıyla 28 ölü esirden 10’unun naaşını teslim aldığını açıkladı; bu sayıya son olarak Eliyahu Margalit’in bedeninin eklenmesiyle rakam teyit edildi. Hamas ise kalan naaşların enkaz ve tünellerde bulunması nedeniyle çıkarma çalışmalarının zaman aldığını belirtiyor. 

Öte yandan İsrail, ateşkes çerçevesinde çok sayıda Filistinlinin cenazesini Gazze’ye iade ediyor. Uluslararası basında yer alan haberlere göre son günlerde en az 90 cenazenin Gazze’ye ulaştığı bildirildi. Kimlik tespitleri Güney Gazze’deki hastanelerde dijital kayıtlar ve görüntüler üzerinden yürütülüyor. 

“Organ hırsızlığı” iddiası ve tepkiler

Gazze Hükûmeti Medya Ofisi, iade edilen bazı Filistinli naaşlarda organların eksik olduğuna dair iddialarda bulunarak bunun “uluslararası soruşturma” gerektiren bir suç olduğunu söyledi. Kurum, özellikle göz/kornea gibi dokuların eksikliğine işaret etti. İsrail tarafı bu tür suçlamaları daha önce kategorik olarak reddetmişti. 

Gazze sağlık yetkilileri ayrıca iade edilen bazı bedenlerde işkence, bağlama ve infaz izleri bulunduğunu öne sürdü; bu bulguların bağımsız uzmanlarca incelenmesi çağrısı yaptı. İsrail’le Hamas arasında süren beden iade sürecine ilişkin gecikmelerin, enkaz altındaki cesetlere ulaşmanın zorluğundan kaynaklandığı savunuluyor. 

Süreçteki pürüzler

İsrail ordusu, Hamas’ın iade ettiği bir tabutta rehine olmayan bir kişinin bedeninin çıktığını ve listenin netleştirilmesi gerektiğini açıklamıştı. Taraflar, ateşkesin diğer unsurları (yardım akışı, sınır geçişleri, yeniden imar adımları) konusunda da birbirini gecikmelerle suçluyor.

Editör notu: “Organ hırsızlığı” iddiaları ciddi ve kanıt gerektiren suçlamalardır. Şu an eldeki bilgiler iddia niteliğindedir; bağımsız adli tıp uzmanlarınca yürütülecek uluslararası bir soruşturma sonuçlanmadan kesin hüküm verilmesi mümkün değildir. Ancak iddiaların ağırlığı gereği şeffaf inceleme çağrısı önem taşımaktadır. (İsrail’de 1990’larda aile izni olmadan organ alımı yapıldığına dair tarihsel kabul, resmî açıklamalara göre yıllar önce sonlandırılmış bir uygulamaya ilişkindir.) 

Kaynak: Türkiye Gazetesi

Haber: Abdurrahman REYHANLI