<h3>Elinde Karacaoğlan’a ait olduğunu söylediği şiirler bulunduğunu dile getiren Aşık Mahcubi, kendisinin de uzun yıllardır şiir yazdığını ve halk ozanlığı geleneğini yaşatmaya çalıştığını ifade etti.</h3> “Bu şiir sevdası bizde ırsî, babadan oğula geçen bir miras” diyen Aşık Mahcubi, babasından duyduğu türkülerin herkes tarafından kolay kolay söylenemeyeceğini vurguladı: “Babamın söylediği türküleri herkes söyleyemezdi. Söyleyen de ne söylediğini bilmezdi. Bu yörede Aşık Gülahmet, Aşık Nurşani gibi ustalar vardı. Zurnacı Küçük Hasan da gelirdi. Derdi ki: ‘Dur oğlum, öyle çalınmaz. Ses çalıyor. Böyle çal, böyle söyle!’ Elini kulağına atar, söylerdi.” Kendisine “Cırcır Böceği” lakabını taktığını söyleyen Aşık Mahcubi, geçimini türkü söyleyerek ve gezerek sağladığını belirtti. “Ne işle uğraşıyorsunuz?” sorusuna tebessümle şu yanıtı verdi: “Ben Cırcır Böceği. Ne işle uğraşıyorum? Türkü söyler, gezerim. Gelecek hafta Yayladağı’nda bir şölen var, oraya gideceğim inşallah. Bir işle uğraşmıyorum. Dostlarla, arkadaşlarla vakit geçiriyorum.” Zeki Kurtoğlu, ayrıca yörede anlatılan “Karacaoğlan” efsanesine de değinerek, bu karakterin Zobular Köyü’nde doğduğunu söyledi. “Karacaoğlan’ın anasının mezarı da oradadır,” diyen Aşık Mahcubi, Karayüce’nin ismini halk arasında yanlış anlaşıldığını da belirtti: “Aslında bu Karayüce dedikleri yer, Parayüce değil. Karayüce. Ben çözdüm bunu.” Sözlerinin sonunda halka selam ve dua gönderen Aşık Mahcubi: “Dinleyen herkese saygılar, selamlar. Mevlam dünyamıza, ülkemize birlik düzen versin inşallah,” diyerek konuşmasını tamamladı. <h5>Haber: İbrahim Güneş</h5> <div>--------</div> <div>Kilis’in Horozkarası Üzümünde Hasat Başladı: Ancak 2025 'Kara Yıl' Olabilir</div> <div></div>