Masal Şehri Kilis: Tarih, Kültür ve Lezzetin Buluşma Noktası

Coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca kültürlerin kesişme noktası olan Kilis’in geçmişi yaklaşık 5 bin 500 yıl öncesine uzanıyor. Bu köklü tarihin en önemli tanığı ise kazı çalışmaları halen devam eden Oylum Höyük. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar, Kilis’in binlerce yıllık geçmişine ışık tutarken; nice savaşlara sahne olmuş Ravanda Kalesi, taş işçiliğinin nadide örneklerinden Ulu Camii ve Mimar Sinan’ın eseri olduğuna inanılan Tekke Camii kentin zengin tarihini belgeleyen önemli yapılar arasında yer alıyor.

Anadolu, Mezopotamya ve Kuzey Suriye’nin kavuştuğu noktada bulunan Kilis, tarih boyunca ticaretin canlı olduğu, farklı din ve kültürlerin bir arada yaşadığı önemli bir merkez oldu. Bu kültürel zenginlik, günümüze kadar ulaşan geleneksel el sanatlarında da kendini gösteriyor. Yorgancılık, yemenicilik ve taş işçiliği, Kilis’te hâlâ yaşatılan el sanatları arasında bulunuyor.

Kilis denince dillere destan mutfağından söz etmemek olmaz. Halep mutfağının izlerini taşıyan Kilis yemekleri, zengin aromalarıyla dikkat çekiyor. Kilis tava, obruk, kübbülmüşviyye, ekşili maltıha, şıhılmahşe, züngül, gerebiç ve mayanalı (anasonlu) kahke, kentin öne çıkan lezzetleri arasında yer alıyor. Ayrıca Türkiye’de en yüksek rakımda yetişen zeytinliklere sahip olan Kilis’te üretilen zeytinyağı, tadıyla fark yaratıyor.

 

Kent merkezinde yer alan ve restore edilmeyi bekleyen Havra, Oylum Höyük’ün batısında bulunan ve Erken Hıristiyanlık Dönemi’ne tarihlenen bazilika kalıntıları da Kilis’in çok kültürlü yapısının önemli göstergeleri arasında. Camiler, çeşmeler ve hamamlarla bezeli şehirde, meşhur “Karanfil deste gider” türküsüne ilham veren Kuru Kastel (çeşme) de mutlaka görülmesi gereken noktalar arasında yer alıyor.

Tarih kokan sokakları, sahabelerin türbeleri ve çağlar boyunca biriktirdiği kültürel mirasıyla Kilis, benzersiz güzelliklerini keşfetmek isteyen misafirlerini ağırlamayı bekliyor.