Kilis'in bir üzüm türü daha kayboldu

Kilis'in bir üzüm türü daha kayboldu

Kilis’in efsane sofralık üzümü tezgâhlardan sessizce kayboldu.

Bir zamanlar Kilis sofralarının vazgeçilmezi olan, üzerine türküler yakılan ve sadece meyve olarak tüketilen “Hönüsü üzümü”, son yıllarda çarşı pazarda neredeyse görünmez hale geldi. Kilis’in 65’i aşkın üzüm çeşidi arasında özel bir yere sahip olan bu üzüm türü, artık yerini başka kara üzümlere bırakmış durumda.

Kilis’te halk arasında, “Kilisli altı gün çalışır, bir gün yer” denir. Bu söz, bölge insanının yemek kültürüne olan düşkünlüğünü de yansıtır. O damak tadının sembollerinden biri olan Hönüsü üzümü, artık sadece anılarda yaşıyor.
Şimdi ne bağ kaldı ne o kokusu.. Kim kaybetti, kim unuttu bilinmez. Belki bir daha hiç bulamayacağız. Ama adını anarken bile damağımda o eski tadı, burnumda o üzüm kokusunu duyar gibi oluyorum.
Fotoğraf açıklaması yok.

Sadece Yemek İçindi, Ekonomik Değeri Yoktu

Hönüsü’nün en belirgin özelliği; sadece sofralık olmasıydı. Şarap, pekmez veya başka bir ürün haline getirilmez, yalnızca meyve olarak tüketilirdi. İncecik kabuğu, kendine has aroması ve kütür kütür yapısıyla diğer üzüm türlerinden kolayca ayırt edilirdi. Özellikle Sof Dağı çevresinde yetişen hönüsüler, en makbulü sayılırdı.
Kasım ayına kadar tazeliğini koruyan bu üzüm, tüm bağ ürünleri tükendikten sonra sofralarda yerini alırdı. Ancak bugün, “Hönüsü” adıyla satılan pek çok üzüm olmasına rağmen hiçbiri eski tadı vermiyor.
Fotoğraf açıklaması yok.

Üzerine Türkü Yakıldı

Halk arasında o kadar sevilirdi ki, adına türkü bile yakılmıştı. Hönüsü’nün bir dönem Kilis’te ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteren bu türkü şu sözlerle başlıyor:
“Hönüsü üzüm, kör olsun gözün,
Tutmasın dizin, Hacı cav cav,
Ah canıma değsin...”
Bu satırlar, üzümün sadece bir meyve değil, aynı zamanda kültürel bir değer olduğunun altını çiziyor.

65 Çeşit Üzümden Kaçı Kaldı?

Kilis’te yetiştirilen 65 farklı üzüm çeşidi olduğu biliniyor. Tahannebi, Kabarcık, Hatun Parmağı, Kara Azezi, Tosbağa Kabarcığı, Şilfoni, Dökülgen, Müşküle ve Hönüsü gibi onlarca çeşit üzüm artık ya kayboldu ya da çok az sayıda üreticinin bağında nostaljik olarak yetiştiriliyor.
Bölge halkı, bu üzüm türlerinin korunması için adımlar atılmasını talep ediyor.
meyve görseli olabilir

Üzümle Yoğrulmuş Bir Kültür

Kilis’te üzüm sadece meyve değil; mutfağın da temelidir. Eskiden şekerin az bulunduğu dönemlerde, reçel ve helvalar üzümle yapılırdı. Her üzüm mevsiminde belirli sırayla çıkar, sofraları süslerdi. Hönüsü ve Dökülgen gibi türler, soğuk havaya dayanıklı olduklarından hevenk (salkım) olarak asılır, Mart ayına kadar saklanırdı.

Hönüsü Neden Kayboldu?

Uzmanlara göre Hönüsü’nün kaybolmasının birkaç temel nedeni var:
Ticari değerinin düşük olması
Depolama ve taşıma zorluğu
Yeni nesil tüketici taleplerinin değişmesi
Geleneksel bağcılığın azalması
Bugünlerde Kilis ve çevresinde bazı bağcılar, yerel türleri yeniden üretmek için çaba gösteriyor. Ancak bu çabalar, ekonomik destek ve kamu farkındalığı olmadan yeterli olmuy
Yetkililere Çağrı: Yerel Üzümler Korumaya Alınmalı
Yerel halk ve uzmanlar, başta Hönüsü olmak üzere tüm yerli üzüm çeşitlerinin:
Tescillenmesi
Tohum bankalarında korunması
Festivallerle tanıtılması
Tarımsal destek programlarına dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonbahar Geldi, Hönüsü Yok
Hönüsü’nün mevsimi geldi, ama kendisi yok. Pazarlarda onun adıyla satılan başka üzümler var, ama o “kütür kütür” taneler, o kendine has koku, o damağı çatlatan tat artık yok. Bir zamanlar sepete doldurulup neşeyle yenilen üzüm, şimdi geçmişin tozlu raflarında sessizce kaybolmuş gibi...
Hönüsü üzüm nereye gitti?
Kim bilir, belki bir gün tekrar sofralara döner.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ