TEMU Boykot mu EVET

TEMU Boykot mu EVET

TEMU’nun karanlık yüzü: Ucuzluğun bedeli tartışma yaratıyor

Düşük fiyatlarıyla büyüyen TEMU hakkında zorla çalıştırma, insan hakları ve çevre ihlali iddiaları, sosyal medyada boykot çağrılarını artırdı.

Dünyada son dönemin en popüler e-ticaret platformlarından biri haline gelen Çin merkezli TEMU, agresif kampanyalar ve çok düşük fiyatlarla milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Ancak sosyal medyada ortaya çıkan bazı paylaşımlar, platformun perde arkasındaki çalışma koşulları ve etik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

TEMU Boykot

Instagram ve TikTok’ta içerikler üreten @adanamesken isimli kullanıcı, TEMU’dan gelen bir ürünün etiketinde yer aldığı öne sürülen yardım çağrısını takipçileriyle paylaştı. Söz konusu etikette, “Bize yardım edin. Kedi köpek yemleriyle besleniyoruz. Günde 15 saat çalışıyoruz. Açlıktan nefesimiz kokuyor.” ifadeleri yer aldı. Bu paylaşımın ardından çok sayıda kullanıcı, “ucuz ürün” algısının arkasında insanlık dışı çalışma koşulları bulunduğunu iddia ederek TEMU’ya karşı boykot çağrısı yaptı.

Platformla ilgili en ağır iddialardan biri, bazı tedarikçilerin Doğu Türkistan’da Uygur Türklerini zorla çalıştırdığı yönünde. TEMU’nun sahibi PDD Holdings’in, bölgedeki düşük maliyetli iş gücünü kullanarak maliyetleri daha da aşağı çektiği ve bu sayede ürünleri “bedavaya yakın” fiyatlarla sunduğu öne sürülüyor. ABD’de Temu ve benzeri platformların zorla çalıştırma yasağına ilişkin düzenlemeleri dolandığı iddiası, hem Kongre raporlarına hem de insan hakları örgütlerinin çalışmalarına yansıdı. 

TEMU’nun iş modeli, doğrudan üreticiden tüketiciye satışa dayanıyor. Aracıların devre dışı bırakılması, agresif fiyatlandırma stratejileri, “bedava ürün kazan” gibi oyunlaştırılmış kampanyalar ve sosyal medya algoritmalarına uygun reklamlarla kullanıcıyı platformda tutmak hedefleniyor. Kısa sürede milyarlarca ziyaret alan site, 2024 itibarıyla dünya genelinde yüz milyonlarca aktif kullanıcıya ulaşarak küresel ölçekte en çok kullanılan pazaryerlerinden biri haline geldi. 

Ancak uzmanlara göre bu modelin görünmeyen bir maliyeti var. Çok düşük ücretlerle, uzun mesailerle çalıştırılan işçiler, yoğun üretim baskısı, geri dönüştürülmeyen plastik ambalajlar, uçak ve kargo taşımacılığına bağlı yüksek karbon salımı, çevresel yıkımın başlıca unsurları olarak öne çıkıyor. Avrupa’daki bazı tüketici örgütleri, TEMU üzerinden satılan ürünlerde güvenlik standartlarına uymayan oyuncak, elektronik ve tekstil tespit edildiğini, platformun ürün güvenliği ve denetiminde ciddi açıklar bulunduğunu raporladı. 

Avrupa Birliği Komisyonu, 2024 ve 2025 yıllarında TEMU hakkında Dijital Hizmetler Yasası kapsamında resmi inceleme başlattı. İncelemelerde, platformun risk değerlendirmesinin yetersiz olduğu, yasa dışı veya güvensiz ürünlerin satışını engellemek için gereken önlemleri almadığı ve bağımlılık yaratan tasarım unsurlarını yeterince şeffaf biçimde ortaya koymadığı değerlendirildi. TEMU ise, AB kurumlarıyla işbirliği yaptığını ve yükümlülüklerine uyacağını savunuyor. 

“Tek kullanımlık” alışveriş kültürünü körüklediği eleştirilen TEMU’nun ürünlerinin önemli bir kısmı, birkaç kullanımdan sonra çöpe gidecek kalitede görülüyor. Sonsuz kaydırma mantığıyla çalışan uygulama, zaman sınırlı kampanyalar ve sürekli bildirimlerle kullanıcıyı daha fazla harcamaya teşvik ediyor. Uzmanlar, birkaç dolara alınan mont, ev eşyası ya da takının; işçiden çevreye, yerli esnaftan küresel adalet tartışmasına kadar çok daha büyük bir bedel doğurduğunu vurguluyor. 

2025 itibarıyla aylık yüz milyonlarca kullanıcıya ulaşan TEMU, şirket cephesinden bakıldığında küresel bir “başarı hikâyesi” olarak sunuluyor. Öte yandan sosyal medyada giderek güçlenen karşı kampanyalarda, platformun büyümesinin ağır bir sömürü, işçi hakları ihlali ve çevresel tahribat üzerine kurulu olduğu savunuluyor. Bazı kullanıcılar, “Sessiz kalırsanız, bu zulme ortak olursunuz.” diyerek boykot çağrılarını sürdürüyor.

Haber: Abdurrahman REYHANLI

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ