KİLİS VAKFI OLARAK ŞEB-İ ARUS’U KUTLUYORUZ

KİLİS VAKFI OLARAK ŞEB-İ ARUS’U KUTLUYORUZ

                 “Hazreti Mevlâna, ölüm gününü Yaradan’a kavuşma günü olarak saymıştır. O’na göre kişinin aslına dönüşü, yani Allah’a dönüşü olarak yorumlamıştır. Böylece Mevlana’nın doğum günü olarak seçtiği bu geceye  ŞEB-İ ARUS denmiştir. Bakınız O, bu dünyada hayat akışımızı üç mısra ile ne güzel özetlemiş:

“HAYAT BİR NEFESTİR ALDIĞIN KADAR
HAYAT BİR KAFESTİR KALDIĞIN KADAR
HAYAT BİR HEVESTİR DALDIĞIN KADAR.”
Hazreti Mevlâna.

                Büyük Düşünür Hazreti Mevlana’nın ölüm yıldönümüne denk gelen tarihlerde idrak edilen 752.nci anma töreni (ŞEB-İ ARUS )’u, İstanbul Kilis Vakfı Yönetim Kurulu olarak kutlamaktayız. O’nun ŞEB-İ ARUS düşüncesine geçmeden önce, vuslat kavramına değinmek istiyoruz.

              Aşk, gerçek anlamda kendini göstermeye başlayınca, ayrılıklarda berberliğinde gelir. Ayrılık devam ettiği sürece de özlemler belirir ve arkasından da hasret başlar. Bunun yanı sıra, yavaş yavaş acı duygular ortaya çıkar. Bu zaman içersindi küçücük bir yaklaşım, çabuk solan bir çiçek gibi, geçici sevinç yaratır. Daha sonra özlem, hasret ve acı duygular yine devam eder. Artık yaşam, bir bulanık su gibi olur. Böylece kavuşma duygusu, vazgeçilmez bir hal alır ve ön plana çıkar. İşte bu kavuşma isteğine vuslat denir.

           Birçok yazar, şair ve bestekarlar, duygu ve düşüncelerini vuslat duygusu çerçevesinde ortaya koymuşlar ve eserlerini bu çizgide gerçekleştirmişlerdir. Vuslatın vermiş olduğu ümit dolu bekleyişler, onlara güçlü ilhamlar vererek unutulmaz eserlerin doğmasına neden olmuştur. Ayrıca şair ve bestekarlar, vuslatı aşkın bitmeyen ve her zaman parlayan hüzünlü bir ışığı olduğunu ileri sürmüşlerdir.

          1207 yılında Horasan'ın Belh şehrinde dünyaya gelen Büyük Düşünür Hazreti Mevlâna, ölüm gününü Hakka vuslat, yani Yaradan'a Kavuşma olarak saymıştır. Aslında ölüm onun için, kişinin aslına dönüşü, yani "Allah'a Dönüş" olarak yorumlamıştır. Böylece Mevlâna'nın düğün günü olarak seçtiği bu geceye ŞEB-İ ARUS denmiştir.

          Vuslata doğru yol almaya başlayan Mevlâna, önce Yüce Yaradan'ın sevgi seline kendini kaptırır. O coşan köpüren selin içinde çırpınmayı, hatta boğulmayı bile arzu eder. Yeter ki o, Yaradan'a kavuşmuş olsun.

          Mevlâna bir taraftan Allah sevgisini de ön plana alarak hareket eder, insanların günlük yaşantısında, nasıl hareket etmesi ve birbirine nasıl davranılması gerektiğini anlamlı sözlerle ortaya koyar. Bu sözleri tüm insanlara duyurmak ve sevdirmek için, dizeler halinde yaymaya büyük çaba gösterir.

         Büyük Düşünür Hazreti Mevlâna, 17 Aralık 1273'te pazar günü akşam üstü güneş gözden kaybolup, ufukları kızıla boyarken, bu alemden can ve beka alemine göç eder. O bu ölümünü gerdek gecesi "ŞEB-İ ARUS" (Sevgiliye Kavuşma) günü olarak kabullenir . ŞEB-İ ARUS, fedakarlıkla başlar, ölüm boyunca devam eder ve öbür aleme kavuşmakla tamamlanır.

          İşte, düğün gecesi olarak bilinen ŞEB-İ ARUS, 17 Aralık günü Hakkı'n rahmetine kavuşan Büyük Düşünür Hazreti Mevlâna'yı, başta Başkanımız Yaşar Aktürk olmak üzere Yönetim Kurulu Üyeleri olarak rahmetle anıyor ve mekânı cennet olsun diyoruz.


İSTANBUL KİLİS VAKFI YÖNETİM KURULU
ÜYELERİ