İnsanlar Neden Bu Kadar Aptallık Yapar?

İsmail GÜVENÇ

 

Okuduğum ve zaman zaman tekrar baktığım kitaplar vardır. Bunlardan biri de Daniel Goleman’ın, “Duygusal Zeka: Neden IQ'dan Daha Önemlidir?” (Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than IQ?) adlı kitabıdır. Goleman kitabı 1995 yılında yazdı ve Türkçeye 2000’de çevrildi. O zamanlarda kitabı alarak okumuştum.

Kitapta bu kadar zeki insanlar neden bu kadar aptallık yapar sorusuna cevap aranıyordu. Hala bazı zeki insanların aptallıklarını anlamaktan zorlanırım.

Bir bilge insan şunu söylemişti:"İki şey sonsuzdur: Evren ve insan aptallığı.Ama evrenden o kadar emin değilim."

İnsanoğlu bu sonsuz aptallık denizinde niçin yüzer (boğuşup) durur?

Aptal(budala) sıfattır; zekâsının azlığından dolayı yeterince düşünemeyip akıllıca hareket edemeyen kimse anlamındadır. Karşıtı akıllılıktır. Akıllılığı anlamak için aklın ne olduğuna bir göz atalım. Günlük hayatta akıl(lılık) yerine kullanılan zeki, ihtiyatlı, uslu, tedbirli gibi bazı kelimeler vardır. Fakat bunlar ile akıl arasında bazı nüanslar bulunmaktadır. Bunların hiçbiri akıllılığın yerini tutmaz.

Akıl(lılık)

Akıl (us), düşünme, anlama ve kavrama gücü; bir şeyi başka bir şeyden ayırt etme gücüdür. Akıl, genel olarak insanın düşünme, anlama, öğrenme, yargılama ve karar verme yeteneği olarak tanımlanabilir. Bununla birlikte bu kavram, felsefeden psikolojiye, biyolojiden yapay zekaya kadar farklı alanlarda kendine yer bulur ve her biri akla farklı bir perspektiften yaklaşır.

"Akıllı" kelimesi ise Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre birden fazla anlama gelir ve kullanım bağlamına göre farklı şekillerde yorumlanabilir.

Akıllı (akil) sıfattır, (a) doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edebilecek durumda olan; edindiği deneyimlerden ders alarak, gerçeği iyi görerek olması gerektiği gibi doğru ve tedbirli (b) hareket edebilen kimse olarak açıklanmaktadır.

Anlayacağınız akıllı olmak için doğru muhakeme ve davranış gerekir. Akıl sahibi gerçeği iyi gören ve ona göre davranandır. Bu, kelimenin en yaygın ve olumlu anlamıdır. Yani, olayları doğru değerlendiren, mantıklı düşünen ve bu düşüncelerine uygun hareket eden kişiler için kullanılır.

Birine akıllı demek için bu açıklamaya uygun davranması gerekir. Peki buna uygun davranmayan kimseye aptal demek mümkün mü?

Nedir?

Hayır! Kolayca karmaşık düşünme, planlama, soyut kavramları anlama ve yaratıcılık gibi yetenekleri çok iyi yapamayan birine "aptal/akılsız" demek doğru olmaz. Bu tür yetenekler, aklın farklı yönlerini ve işleyiş biçimlerini gösterir ancak aklın/akıllılığın tek ölçütü değildir.

Akıl çok yönlüdür: Akıl, sadece "üst düzey" bilişsel yeteneklerden ibaret değildir. Problem çözme, öğrenme, uyum sağlama, karar verme ve hatta sosyal etkileşimlerdeki anlayış da aklın bir parçasıdır. Bir kişi karmaşık matematik problemlerini çözmekte zorlansa da insan ilişkilerinde çok anlayışlı veya pratik konularda çok becerikli olabilir. Bazen de tersi mümkünüdür.

Aklın önemli bileşenleri (a) duygusal zeka (kendi ve başkalarının duygularını anlama ve yönetme yeteneği) ve (b) pratik zekadır (günlük yaşam sorunlarını çözme yeteneği). Bir kişinin belirli yeteneklerde "çok iyi" olmaması, onun "zeka" sahibi olmadığı anlamına gelmez.

Duruma göre akılsız/aptal denilen kişiler belli ölçüde duygularını anlama ve yönetme yeteneği eksik kişilerdir. Kendi ve başkalarının duygularını anlama ve yönetme yeteneğinde olmayan bir kişi için çeşitli terimler veya tanımlamalar kullanılabilir. Bu durumun altında yatan nedenlere ve şiddetine göre farklılık gösterir: Aleksitimi (Duygu Körlüğü), Duygusal Zeka Eksikliği, Empati Yoksunluğu.

İnsanoğlunun aptallığı bitecek gibi durmuyor. Çünkü günümüzde duygusal zekâ kavramı geniş kitlelerce tanınsa da öğrenip, içselleştirip uygulamak zor mesele…

Son Söz: Duygular sonsuz, karşılayacak kaynaklar kıttır.