Boybeyi yaptığı açıklamada, "Türkiye Kamu Sen olarak toplu sözleşme sürecinde Türkiye çapında iş bırakma eylemi, basın açıklamaları, sosyal medya çalışmaları başta olmak üzere çeşitli faaliyetler yaparak memurun haklı davasının yanında olduk. Ne yazık ki hükümet memura yine yeteri kadar zam vermedi.
Hükümet ve memurlar zam oranında anlaşamayınca iş hakem kuruluna kaldı. Hakem kurulu da hükümetin dediğine yakın bir oranı kabul edince memurların 2026 yılının ilk altı ayında %11, ikinci altı ayda %7, 2027 yılının ilk altı ayında %5, ikinci altı ayda ise %4 zam alacağı kesinleşti. Hükümet yine yaptı yapacağını ve kötü giden ekonominin yükünü memura yükledi.Devletin yükünü omuzlayan memurlar, yine hükümetin gazabına uğradı. Memur sendikacılığının en önemli yanı bütün platformlarda memurun yanında olmak ve hakkını savunmaktır.Bu sebeple Türkiye Kamu Sen olarak hem toplu sözleşme masasında hemde hakem kurulunda memurun hakkını savunduk. Hakem kurulunda sonuç alınamayacağını anlayınca kuruldan çekildik. Bu aşamadan sonra Türkiye Kamu Sen'e özellikle sosyal medyadan linç girişimi başladı. Yok efendim sarı sendika olmuşuz. Yandaş olmuşuz. Memuru masada satmışız. Oysa ki memura zam vermeyen hükümet, zam alamayan da toplu sözleşme sürecini ağzına gözüne bulaştıran yetkili sendika Memur Sen'di. Birde baktık ki bize "Twitter ve sosyal medya sendikası" diyen güruh Twitter'da ve sosyal medyada her türlü iftirayı atıyor, üyelerimizi istifaya davet ediyor. Biz iş bırakırken sus pus olan, bizi seyreden ufak tefek sendikalar bize saldırıyor. Sendikamız da geçmişte görev alıp genel başkanlık, şube başkanlığı ya da çeşitli görevlerde bulunanlar, nankörce ve acımasızca Türkiye Kamu Sen'e saldırıyor. Ama kimse zam vermeyen hükümete laf etmiyor. Peki neden etmiyor? Çünkü bunların derdi üzüm yemek değil bağcı dövmektir. Bunların derdi Türkiye'nin tek milli sendikası "Önce ülkem, sonra ben" ve "Türkiye Sevdamız, Ekmek İçin Kavgamız" sloganlarını ilke edinen Türkiye Kamu Sen'dir. Neymiş efendim biz hakem kuruluna neden katılmışız. Bu vicdansızlar, biz hakem kuruluna katılmasaydık, bu seferde bizi niye katılmadınız diye suçlarlardı. Bu toplu sözleşme sürecinde suçlu aranıyorsa biri zam vermeyen hükümet, diğeri de zam almasını bilmeyen yetkili sendikadır. Üyelerimizin şunu iyi bilmesini isteriz ki; Türkiye Kamu Sen'in yetkili olduğu son yıl 2010 yılıdır. 2010 yılında memurun milli gelirden aldığı pay %1,8 iken günümüzde bu pay % 0,8'e düşmüştür. Peki 2010 yılından günümüze kadar yetkili sendika kimdir. Geçmiş toplu sözleşme görüşmelerinde memuru masada satan Memur Sen'dir. Memur Sen'in yetkili olduğu 15 yılda memur %55,5 oranında fakirleşmiştir. O zaman hesap sorulması gereken sendika da Memur Sen'dir. Türkiye Kamu Sen'i yandaş olarak göstermek bu vesileyle üye devşirmeye çalışmak en çok Memur Sen'in işine gelmekte, memuru masada satan bu sendika her şeye rağmen yetkisini korumaktadır. Peki Türkiye Kamu Sen'in yetkili olduğu yıllarda memur neden daha iyi ekonomik haklara sahipti? Çünkü hükümetten istediğimize yakın zam alıyorduk. Hakem kuruluna gidildiği zaman da hakem kurulu gerçekten hakemlik rolünü uyguluyor daha çok memurun yanında yer alıyordu. Peki hakem kurulunun yapısı ne zaman değişti? Şu 2010 yılında yapılan referandum vardı ya, işte onda değişti. Hain darbe girişiminin başı Fetö, o referandum da ölüleri kaldırıp "Evet" dedirtmek gerekiyor derken, bazı Memur Sen'liler ise nikahımızda bile böyle zevkle "Evet" dememiştik diyerek referandumu destekliyordu. Peki o referandum da "Hayır" diyen sendika kimdi? Tabii ki memurun tek dostu Türkiye Kamu Sen'di. Peki biz neden hayır dedik? Memurun bu günlere geleceğini öngördüğümüz için "Hayır" dedik. İşte o referandum sonucunda hakem kurulunun yapısı değişti. Hakem kurulunun çoğu bağımsız kişiler ve sendikaların verdiği üyelerden oluşurken, referandumla hakem kurulunun çoğunluğu hükümetin seçtiği kişilerden oluştu. Günümüzde hakem kurulunun hükümet yanlısı bir tutum sergilemesi bundandır. Bu yapının değişmesini sağlayan 2010 yılı referandumuna yetmez ama "Evet" diyenler memuru günümüzde ki durumuna getirmiş gerçek anlamda satmıştır. Peki memurun kurtuluşu nasıl olacaktır? Adam gibi bir sendika yasası ve memurun haklarını savunan gerçek bir yetkili sendika ile bunu yapmak mümkündür. Bunlar olmazsa bundan sonra ki toplu sözleşmelerin de fiyasko ile sonuçlanacağını söylemek falcılık olmaz. Türkiye Kamu Sen olarak önümüzdeki dönemde hedefimiz yıllardan beri söylediğimiz gibi sendika yasasının değişmesi için gerekli çalışmaları yapmak olacaktır. Biz üç beş üye devşirmek için sendikacılık yapmak yerine, geçmişte de bugün de memurların sorunlarını çözme odaklı sendikacılık yapmaya devam edeceğiz. Tabi ki bizim de yanlışlarımız, eksiklerimiz olabilir.Biz de eleştirilebiliriz. Ama unutulmasın ki memurun tek dostu Türkiye Kamu Sen'dir. Üyelerimizden isteğimiz bizi daha çok desteklemeleri ve yetkili sendika yapmalarıdır. Çünkü memurlar en iyi ekonomik durumu Türkiye Kamu Sen'in yetkili olduğu yıllarda yaşamıştır. Türk Eğitim Sen Kilis Şubesi olarak yarın başlayacak eğitim öğretim dönemimizin, bütün üyelerimize ve öğrencilerimize hayırlı olması temennisiyle siz değerli üyelerimize saygılar sunarız" dedi.Haber: İbrahim GÜNEŞ
-----
Kilis’te Çöpten Kazandı, Hırsızlar Bir Gecede Çaldı