Kilis’te Çocuk İşçiliği Alarmı: Sokaklar Minik Emekçilerle Dolu
Kilis'te çocuk işçiliği son yıllarda daha görünür bir hâl almaya başladı. Kentin birçok noktasında, özellikle de çarşı-pazar alanlarında, okul çağındaki çocukların çalıştığına sıkça rastlanıyor. Uzmanlar bu durumun yalnızca ekonomik koşullarla açıklanamayacağını belirterek, hem sosyal hem de eğitimsel boyutları olan bir krize işaret ediyor. Ailelerin geçim mücadelesiyle birlikte toplumsal kabullenme de çocuk emeğinin yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor.
Kilis'te Aileler Geçim İçin Çocuklara Yükleniyor
Kilis’in gelir düzeyi düşük mahallelerinde çocukların çalışması adeta normal bir durum hâline gelmiş durumda. Küçük yaşta olan bu çocuklar, sabahın erken saatlerinden itibaren ayakkabı boyacılığı, su satıcılığı, simit dağıtıcılığı gibi işlerde görülüyor. Ailelerin çoğu, evdeki ekonomik yükü hafifletmek amacıyla çocuklarını küçük işlerde çalıştırma yolunu seçiyor. Bazı veliler, bu çalışmanın çocukları disipline ettiğini savunurken, uzmanlar bunun uzun vadede çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimini zedelediğini vurguluyor.
Okuldan Uzaklaşan Çocukların Sayısı Artıyor
Kilis'te çalışan çocukların büyük bir kısmı ya okuldan tamamen kopmuş ya da devamlılık sorunu yaşıyor. Eğitim sisteminden uzak kalan bu çocuklar, yaşıtlarına göre daha az sosyal beceri geliştiriyor ve akademik başarıdan da uzak kalıyor. Öğrencilerin sabah işe gitmesi, akşam eve yorgun dönmesi ve ders çalışacak vakit bulamaması, başarılarını ciddi anlamda etkiliyor. Bu da uzun vadede, işsizliğin ve yoksulluğun kuşaktan kuşağa aktarılmasına neden oluyor.
Denetim Mekanizmaları Yetersiz Kalıyor
Çocuk işçiliğini önlemeye yönelik yasalar bulunsa da Kilis'te bu kuralların etkin bir şekilde uygulandığını söylemek güç. Sokakta çalışan çocukların büyük bir kısmı kayıt dışı çalıştığı için herhangi bir resmi takip ya da müdahale söz konusu olmuyor. İşverenlerin çoğu, bu çocukları 'yardımcı eleman' olarak tanımlasa da, gerçekte yapılan iş tamamen emeğe dayalı. Resmî kurumların denetim kapasitesinin sınırlı olması da sorunun giderek büyümesine neden oluyor.
Toplumun Sessizliği Çocukları Korumuyor
Kilis halkının büyük bir kısmı, çocuk işçiliğini eleştirmek yerine bu durumu "aileye destek" olarak yorumluyor. Bu toplumsal kabul, çocukların istismarını meşrulaştırıyor ve çocuk emeğini görünmez kılıyor. Komşular, esnaflar ve hatta bazı öğretmenler bile durumu olağan karşılayarak ses çıkarmıyor. Oysa çocuk hakları açısından bakıldığında, bu sessizlik çocukların hayatında derin yaralar açıyor. Erken yaşta çalışma, çocukların fiziksel gelişimini yavaşlatmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal çevreyle bağlarını da zayıflatıyor.
Yerel Yönetim ve Sivil Toplumdan Güçlü Adımlar Bekleniyor
Kilis’te çocuk işçiliğiyle mücadele için yalnızca yasal düzenlemeler yeterli olmuyor. Yerel yönetimlerin, sosyal destek programlarını yaygınlaştırması, ailelere ekonomik katkılar sunması ve çocuklar için ücretsiz sosyal etkinlik alanları açması bekleniyor. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının da daha aktif hâle gelerek bu konuda projeler üretmesi, farkındalık kampanyaları düzenlemesi gerekiyor. Her çocuğun eğitim hakkı olduğu gerçeği topluma tekrar hatırlatılmalı.
Kilis'te gözle görülür biçimde artan çocuk işçiliği, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyokültürel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu gidişatın tersine dönmesi için güçlü bir toplumsal irade ve sürdürülebilir çözüm politikaları gerekiyor. Aksi takdirde, çocuklar sokaklarda çalışarak değil, okul sıralarında geleceğe hazırlanmalı iken bir döngünün kurbanı olmaya devam edecek.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım