<div><strong>Metin MERCİMEK</strong></div> <div>Kilis'in Büyük Şairi Seyfettin Başcıllar'ın hazırladığı "Kilis'in Divan Şairleri Antolojisi" kitabında, Kilis'in şarap ile ilgili şiirlerinden söz edilmiş ve şarap hakkında yeteri kadar bilgi verilmiştir. Hemen hemen bütün şairlerimiz, şarapla ilgili düşüncelerini manzum yazılarında öylesine güzel işlemişler ki, şair ve düşünür Ömer Hayyam'dan geri kalmamışlardır.</div> <div>Eski yıllarda Kilis'te 3 çeşit karpuz bulunmakta olup, bunlar üç renkli ve lezzette yetiştirilmiştir. Birincisi pembe karpuz, ikincisi kırmızı karpuz, üçüncüsü de sarı karpuzdur. Pembe karpuzdan bronz renkli şarap, kırmızı karpuzdan kırmızı şarap, sarı karpuzdan beyaz şarap elde edilmiştir. Sarı karpuzdan yapılan şarabın Siroz hastalığına iyi geldiği, Kilis'in başarılı doktoru Necmettin Atik (Doktor Mesmini) tarafından ele alınmış ve bu bilgi hastalar üzerinde denenmiştir.</div> <div></div> <div></div> <div> </div> <div>İstanbul Kilis Vakfı Yönetim Kurulu Heyeti olarak Kilis'in nice saklı kalmış değerlerini ortaya çıkarmak için araştırmalarımızı var hızıyla devam ettirmekteyiz. Bu kez Kilis insanının yıllar önce gerek üzümden (Horuz Karası) gerek karpuzdan şarap yaptığı tespit edilerek bu tarihi konu tarafımızdan kaleme alınmıştır. Kilis insanı üzüm şarabını evinde, karpuz şarabını ise, karpuz tarlasında kendi zevkine göre hazırlamıştır. Bu konuda Vakfımı Onursal Üyemiz Mahli Mercimek, karpuz şarabının nasıl yapıldığına dair Zürih Oteli'ndeki toplantıda bizleri bilgilendirdi. Şimdi karpuz şarabının nasıl yapıldığını, onun ağzından dinleyelim:</div> <div>"Karpuz fidan vermeye başlayınca, ehlikeyf Kilis insanları tarlaya kavak ağacından bir çadır (hayme) kurarak iki ay süreyle orada kalır. Bu süre içerisinde fidanlara hem çapa yapılır hem de piknik ortamı yaratılır. Karpuz meyve vermeye başladığında, dalında bir veya iki yavru karpuz (kelek) bırakılır, diğer taneler alınır ve turşu yapımında kullanılır. Özellikle bu turşuluk kelekler küplere konularak toprak altına (serin yerde) beklemeye alınır.</div> <div>Bir zaman sonra büyümeye bırakmış olduğumuz karpuz taneleri, yavaş yavaş büyür ve olgunlaşmaya başlar. Yarı olgunlaşmış haldeyken şarap yapım işlemine geçilir. Yarı olgunlaşmış işlemini anlamak için, karpuz tanesinin bağlı bulunduğu dalın bitişiğindeki 3 cm uzunluğunda bir yay şeklinde sap bulunur. Bu sap, koyu yeşil olduğu zaman karpuz tamamen ham, az sararmaya başlamışsa yarı olgun şeklindedir ve tamamen kurumuşsa tam olgunlaşmış durumdadır. İşte karpuz, olgunlaşmaya doğru yol alırken, karpuz üzerinden 3x3 cm genişliğinde ve 3 cm derinliğinde bir kapak açılır. Kapak çıkarılır ve iç kısım kabuğundan ayrılarak atılır. Daha sonra açılan kapak boşluğuna bir kaşık bal dökülür ve kapak kapatılır. Bu kapatılan kısım hava almaması için üzeri hamurla sıvanır. Sıvanma işlemine tabi tutulan karpuz, tam 10 gün olgunlaşmaya bırakılır. Bu arada karpuzun canlılığı kendi dalında devam etmektedir.</div> <div></div> <div></div> <div>10 gün geçtikten sonra, iç kısmı tamamen sıvı haline gelip gelmediği sallanmak suretiyle tespit edilir. Şayet sıvı haline gelmiş ise hemen bir delik açılır ve toprak içine gömülü vaziyette bulunan küplere boşaltılır. Hava almaması için küplerin ağzı iyice kapatılır. Böylece karpuz suyu, toprak altında yavaş yavaş demlenmeye bırakılır. Aşağı yukarı bir ay bekletildikten sonra istenilen karpuz şarabına dönüşür" diye bizlere çok güzel anlatmıştı. </div> <div>İşte farklı düşünceleriyle doğanın güzelliklerini yaşamına aktarmış olan Kilis insanı, anlamlı girişimiyle tarlada karpuz şarabını keşfetmiştir. İstanbul Kilis Vakfı, başta Başkan Yaşar Aktürk olmak üzere Yönetim Kurulu Üyeleri olarak Kilis insanını kutluyor ve Kilis'in başka değerlerini ortaya çıkarmak için, canla başla araştırmalarımıza devam ediyoruz. Unutmamamız gerekir ki, Kilis toprağını eştikçe nice değerlerin ortaya çıktığını görmekte ve bu güzelliklerle de gurur duymaktayız.</div> <div> </div> <div>İSTANBUL KİLİS VAKFI YÖNETİM KURULU ÜYELERİ</div> <div> </div>