Kilis’te Mantık İlminin Tanıtılmasını İstiyoruz

Metin MERCİMEK

 

Bu önem arze den konuya, Kilis’in Mantık Alimi Abdullah Enveri Efendi’nin çok güzel bir sözüyle başlamak istiyoruz: “Mantık, bütün ilimlerin ve fenlerin hizmetçisidir. Aynı zamanda şüphe ve zanların karanlığından insanın kurtarıcısıdır.”

Kilis’te mantık ilmi ile ilgili olarak Kilis Vakfımıza intikal eden en çok sorulardan biri şu olmuştur: Kilis’te hayli ilerleme kaydeden mantık ilmi ve Kilis’in Mantık Alimi Abdullah Enveri gibi alimler yetiştiren Kilis insanı, bu bilime nasıl kucak açmış, her mahalleye bir medrese kurarak, kendine benimsemeyi nasıl gerçekleştirmiştir?”

Bu sorunun sorulması üzerine, Vakfımız Yönetim Kurulu Üyeleri olarak geniş bir araştırma yaptık. Özellikle Kilis’te mantık ilminin araştırılması hususunda Denetleme Kurulu Üyemiz Metin Mercimek’e yol gösteren iki hocası Türk Dili Edebiyatçısı Kilisli Prof. Dr. Faruk Timurtaş ve Kilis’in büyük şairi Seyfettin Başcıllar’dan ilham alarak bu yola çıktık. 

Mantık ilminin kısaca tarifine bir göz attığımız zaman, günlük yaşantımızın tüm alanlarında görülen ve de tavır ve hareketlerimize sistemli yön veren şey düşüncelerdir. Mantık da bu düşünceleri, onlar arasındaki bağları ve düzeni yöneten yasa ve ilkeleri inceleyen bir bilgidir.

17. yüzyıl başlarında birçok ülkelerde felsefe ve mantık dalında araştırmalar yapılmış ve ayrı ayrı düşünceler ortaya konulmak suretiyle yayınlanmıştır. Yurdumuzda da bu gibi bilim dalları, bazı yüksekokulu bulunan şehirlerde kendini göstermiş, ancak diğer küçük şehirlerde ayrıntılarına inilmemiştir. Kilis’te ise, mantık ilminin başlaması ve eğitim-öğretim bazında başarı sağlaması, Türkiye geneline göre çok farklı olmuştur. Çünkü 17. yüzyılda Kilis, karanlığı oluşturan kalın duvarları yıkmış ve medrese eğitimi eşliğinde mantık ilminin ışığını yakmıştır.

Şimdi böylesine anlam taşıyan ve de gerçek olanın arayışını ortaya koyan Kilis insanı, bu bilime nasıl kucak açmış ve benimsemeyi nasıl gerçekleştirmiştir? Görelim.

İlk neden Kilis insanının düşünce yapısında “arayış” ilkesinin var olduğu, ikinci neden ise güç ve zor kavramların aşılması hususunda “öğrenim cesareti”nin görülmesi tespit edilmiştir. Bu iki nedenin (arayış ve öğrenim cesareti) günümüze kadar aktarıldığını, Kilis’in Mutasavvıf insanı Şeyh Efendi’nin “Arındırma Metodu”nda ve daha sonra, Seyfettin Başcıllar’ın son temsilcisi olan “Oda Ekolü”nde görmekteyiz.

Ayrıca mantık ilmine bu denli değer vermenin başka nedenleri de vardır. O yıllarda Kilis, Divan  Edebiyatı’nda yer alan birçok divan şairlerini arka arkaya yetiştirmiş ve sayısız manzume yazılar üretmiştir. Bunun yanı sıra musiki hiçbir zaman ihmal edilmemiş, hatta tekkelerde bir tarafta ilim öğretilirken, bir tarafta da musiki dersi verilmiştir. Yine o zamanın Büyük Mutasavvıfı Şeyh Abdullah Sermest Efendi, felsefeyi, mantığı, tasavvufu bir kültür ve fikir hizmeti olarak ele almıştır.

İşte yukarıda belirtilen tüm bu etkenlerden feyiz ve ilham alan insanlarımız, mantık ilmini öylesine işlemişler ki, Kilis’in her mahallesine bir medrese kurmak suretiyle ününün Anadolu’ya yayılmasını sağlamışlardır. Bilhassa Kilis’in Mantık Âlimi diye tanınan Abdullah Enveri Efendi, Büyük Düşünür Aristo’nun “Kıyas Metodu”nu kendine rehber edinmiş ve düşüncelerini bu çizgide devam ettirmiştir.

Görüldüğü üzere, Kilis’te kültür ve fikir yaratan mantık ilmi, Kilis insanının erişilmez düşünceleri ışığında bir çığır açmıştır. Bu insanlar mantık ilmini, Kilis’te her mahallede yer alan medreseler çerçevesinde ele almış ve yoğun bir hevesle akıl yürütme sanatını buralarda ders olarak okutmuşlardır. Kilis Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri olarak, bu anlamlı ilmin ilgililerden, Kilis halkımız nezdinde seminerler düzenlemesini ve ülkemize tanıtılmasını istiyoruz. 

İSTANBUL KİLİS VAKFI YÖNETİM KURULU ÜYELERİ