Müminlerin Karşılıklı Hak ve Sorumlulukları

Yahya POLAT

 

Müslüman’ın kendisi ile ailesiyle insanlarla inancıyla ahlakıyla mukaddes değerleri ile ilgili birçok sorumlulukları vardır.

 

Bunların her birini yerine getirmek insani ve İslami görevlerdir. Bir ülkede bir şehirde, bir mahallede, hatta bir apartmanda yaşayan Müslümanların yerine getirmeleri gereken bir takım görevler vardır.

 

Müslümanlar her şeyden önce birbirlerini Allah için sevecekler dünya çıkarları için menfaatleri için değil. Çünkü Müminler birbirlerinin kardeşleridirler.

 

Mekke'den Medine'ye göçen Peygamberimiz ve eshabına Medineli Ensar kucaklarını her türlü imkânlarını evlerini açmışlar, onları bağırlarına basmışlardır.

 

Evlerinin iki odası varsa birisini Mekkeli muhacirlere vermişlerdir. Kur'an-ı Kerim müminleri kardeş olarak tanımlamıştır.

 

Peygamberimiz Aleyhisselam bir hadisinde şöyle buyuruyor: Müminler birbirlerini sevmede şefkat ve merhamette bir vücut gibidirler, o vücutta bir organ acı duyarsa diğer organlar da ona uykusuzluk ve ateş yükselmesi ile ortak olurlar. Bu nedenle bizim yakınımızda ve uzağımızda dünyanın dört bir tarafında acı duyan, ızdırap çeken müminlerin acısını kendi yüreğimizde ve vücudumuzun tüm hücrelerinde hissetmemiz ve onları kendi nefsimiz gibi düşünmemiz inancımızın gereğidir.

 

Yine sevgili Peygamberimiz Aleyhisselam şöyle buyuruyor: Sizden biriniz kendi nefsi için istediğini başka Mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek manada imanı kamil mümin olamaz.

 

Bu hadisi şerifin gereğini Müslümanlar olarak yaşasak toplumumuzda birçok problemlerin çözüldüğünü, toplumumuza iyiliklerin hakim olduğunu ve kötülüklerin yok olduğunu yakinen göreceğiz.

 

Müminler birbirini sevmedikçe iman etmiş olamaz ve de cennete giremez yine Allah resulü Aleyhisselam şöyle buyuruyor: Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinize sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Ben size bir yol göstereyim mi onu yaptığınız takdirde birbirinizi sevmiş iman etmiş ve cennete girmiş olursunuz. Aranızda selamı yayınız.

 

Hadis-i şeriflere göre birbirini Allah için seven Müminler kıyamet gününde arşıala'nın altında gölgelenecekler ve mahşerin sıkıntılarından kurtulacaklardır.

 

Müminlerin bir diğer sorumluluğu başka insanların mal ve can dokunulmazlığına saygılı olmaktır. Bu içerisinde önemli olan kul haklarını da barındırmaktadır.

 

Yine Peygamberimiz Aleyhisselam bu konuda şöyle buyurmaktadır: Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, ona hainlik yapmaz, onu yalanlamaz, onu yardımsız ve yüzüstü bırakmaz. Müslüman’ın Müslüman’a kanı, malı ve ırzı haramdır. Müslüman kendisinin canı malı ve ırzını düşündüğü gibi aynı şekilde başka Müslümanların da insanların da canını malını ve ırzının dokunulmazlığını bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerekir.

 

Ayrıca sosyal hayatta Müminler birbirlerine maddeten ve manen yardımcı olmaları gerekir. Birbirlerine her zaman iyilikte bulunmaları, destek olmaları bunların sevabını Allah'tan beklemeleri gerekir.

 

Peygamberimiz Aleyhisselam bu konuda da şöyle buyurmaktadır: Bir mümin, mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyaçlarını giderir. Bir mümin bir müminin bir gün sıkıntılarını giderirse Allah da onun kıyamet gününde öldükten sonra bir sıkıntısını giderir. Yine Peygamberimiz Aleyhisselam kim zor durumda olanın işini kolaylaştırırsa Allah da onun Dünya ve ahiret işlerini kolaylaştırır, buyuruyor.

 

Bu konuda Allah resulü şöyle buyurmaktadır: Bir kul Mümin kardeşinin yardımında bulunduğu müddetçe Allah da o yardımcısı olur. Müminler her zaman hayra anahtar, şerre kilit olmalıdır. Hayra kilit şerri anahtar olmamalıdır.

 

Gençleri ahlaksızlığa, hayasızlığa, şiddete, kine, öfkeye, vurmaya, kırmaya, yıkmaya teşvik edenler. Birliği, beraberliği tehdit edenler fitneyi, fesadı teşvik edenler şerre anahtar olanlardır, hayra kilit olanlardır ve toplumun insanların kötülüğünü isteyenlerdir.

 

Bu insanların sayılarını elbette azaltmak iyilerin saylarını çoğaltmak gerekir.

 

Bir başka yazımızda görüşmek dileğiyle Allah'a emanet olunuz.