Sistemin Kendisinde mi Sorun Var?

İsmail GÜVENÇ

Eğitiminamaçlarınıngerçekleştirilmesi için okuluniyiyönetilmesigerektiği düşüncesi yaygın şekilde ileri sürülmektedir. Okullarıniyiyönetilmesinin deliyakatlieğitimliderlerinin işbaşında olmasına bağlı olduğu kabul edilmektedir. Peki uygulama da durum nedir?

Yöneticisi sayısı

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2023-2024 verilerine göre Ülkemizdekamu ve özel 75 bin 467 okul bulunuyor. Bu kadar okulun varlığı dikkate alındığında bir okulda en az bir müdür ve 1-2 müdür yardımcısı olduğu ile bakanlık teşkilatlarında yöneticiler dikkate alındığında tahminen200-250 bin kadar eğitim yöneticisinin olduğunu söyleyebiliriz.

Eğitim-Bir-Sentarafından 2017 yılında “Eğitim Yönetimi Liyakat ve Kariyer Sistemi” adlı bir rapor yayımlanmıştı(https://www.ebs.org.tr/).  Raporda eğitim yöneticiliğine dair seçme ve atama sistemini dünü, bugünü ve geleceği tartışılmakta. Aradan sekiz yıl geçti raporun güncellenmesi faydalı olacaktır.

Raporda herhangi bir istatistiğe yer verilmedenTürkiye’nin millî eğitim sisteminde görev yapan personelin yaklaşık %10’unun eğitim yöneticisi olduğu belirtilmektedir. Bu oran bile Ülkemizde 2023-2024 eğitim öğretim yılında 1 milyon 168 bin 896 öğretmenin var olduğu dikkate alındığında yüzbinlere aşkın yöneticinin varlığından söz etmek mümkün.

Yüzbinlerce yönetici ve milyonu aşkın eğitimci ile eğitimin en fazla şikâyet edilen ve başarısız görülen konu olması bir şeylerin yanlış olduğunu göstermiyor mu?

Dünyada

Raporda ABD ile ilgili tespitler şu şekilde: “ABD,eğitim yönetimi alanında en eski geçmişe ve en çok deneyime sahip ülke olarak kabul edilmektedir. ABD’nin eğitim sistemi, okul yöneticiliğini hizmet öncesi eğitim gerektiren profesyonel bir meslek olarak kabuletmektedir.

ABD’de eğitim yöneticisinde kalite standartları yanında ‘yönetici seçimi’ önemsenen bir konudur: ABD’de      eğitim            kurumu           yöneticisi         seçim   süreci; (1) ilan, (2) eleme ve(3) değerlendirmeolmaküzere  üçaşamadan            oluşmaktadır.”

Yöneticilik seçimi iş ilanı verilmesiylebaşlarvebaşarılıbiryöneticide olması gereken özellikler, açık ve netbir            şekilde ortaya  konularakdikkatlibir   seçim yapılır.ABD’deeğitim kurumu yöneticisi olmakiçinaranangenel şartlar şunlardır:

-Eğitimyönetimialanında akrediteedilmişyüksek lisans derecesi,

-Bir okul yöneticisiolarakçalışabilmeyeimkânverensertifika,

-Beşyıllıkokul yöneticiliğiyadadenetimelemanlığı tecrübesi,

-Öğretmenlik sertifikası,

-Başarılı öğretmenlik deneyimindenoluşmaktadır.

Öncelikle yüksek lisansa önem verilmesi dikkat çekici bir husustur: “Devlet okullarında okul yöneticisi olarak görev yapabilmek için eğitim yönetimi alanında yüksek lisans derecesi (doktoralı olanlarda var) gerekmektedir.Okul müdürü olabilmek için yüksek lisans derecesi almış olmak 1950’lerin ortalarında 26 eyalette zorunlu iken 1993’debu sayı 45’e çıkmıştır.”

Ya ülkemizde! Eğitim yönetiminde bu alanda yüksek lisan/doktora eğitimine önem verilmesi hala ihmal edilen bir husustur…

Lisansüstü

Raporda dikkat çekilen bir diğer konuda öğretmenlerin lisansüstü eğitim durumudur: “Millî Eğitim Bakanlığı 2015-2019 Stratejik Planında, lisansüstü eğitimi tamamlayan personel oranının 2014 itibarıyla %7,5 olduğunu belirttikten sonra, 2019 hedefini %10 olarak belirlemiştir…

Bu oran oldukça düşüktür. Öğretmenlerin lisansüstü konusunda teşvik edilmesi ve oranın yükseltilmesi gerekir…

Peki diğer ülkelerde durumu nasıl? Raporda iki ülke ile bilgi şu şekildedir: “2008 OECD verilerine göre öğretmenlerde yüksek lisans oranı İspanya’da yüzde 78,8 ve İtalya’da yüzde 77,4’tür.” Bizde 2014’de %7,5 olduğuna dikkat edilmelidir…

Eğitim yöneticisine dikkatimizi yoğunlaştırmakla birlikte şu tespit de önemlidir: “Türkiye’de en etkili yönetici yetiştirmeprogramınınbile okullarımızı etkili veverimli çalışan kurumlar hâline getirmesiolası            değildir.Sorun,sistemin kendisindedir.”

Son söz:Sorunun parçası olanlar çözüm bulamaz.