Ah bir bilsen şair! Ne çok yorgun düştü Şu bedbaht ve nâçâr yüreğim! Öbek öbek hüzünlere Her dem hamallık ede ede... <h4>***</h4> Dokunsan her an Patlamaya hazır bomba gibiyim Ya da ne bileyim işte Ağlamaya hazır şişkin bulutlar misaliyim... *** Öyle anlar geliyor ki şair, En yüksek tepeye çıkıp Avaz avaz haykırmak Ya da engin denizin ortasında Dalgalarla boğuşup Hıçkırarak ağlamak istiyorum.... *** "Neden" diye sorma şair, Ruhî hâlim bozuk işte Şu delikli beş kuruş etmez Yalan dolan dünyada Hüzün yumağına sıkışmış Kördüğüm olmuş yüreğimi Açabilmek ne mümkün... *** Hiç bitmeyecek gibi Boşalmıyor kadehteki kederim Saki de sağ olsun durmadan tazeleyip Dolduruyor kederleri üst üste... *** Yüzüme bir türlü gülmeyen kaderime Efkar doldurduğu kadehimi Bu kez içmekten vazgeçip Hışımla fırlatıp kırmak Sonra da sırtımı dönüp gitmek istiyorum... *** Yorgun düştü yüreğim şair Kedere hamallık ede ede Hâlden anlamayan feleğe Boşuna dil döke döke Kırıldı gönlüm yine kaderime... *** Kırık dökük cam gibi Ufalanmış ruhî hâlimin Parçalarını tek tek toplamak Onarmak ne mümkün Velhasılıkelam şair Doğmak bilmeyen Hüzünlere hep gebeyim Kadere bin ah etsem de boş Feleğe sorsam bunca cefa ona göre hoş... *** Ah bir bilsen şair! Ne çok yorgun düştü Şu bedbaht ve nâçâr yüreğim... *** <h3>Zehra ERASLAN</h3>