<h4 data-end="462" data-start="32">Ertesi gün Eyüp Sultan’da <strong data-end="237" data-start="215">Aziz Mahmud Hüdâyî</strong>’nin eliyle <strong data-end="266" data-start="249">kılıç kuşanma</strong> merasimi yapıldı; genç sultanın sünneti de birkaç gün sonra gerçekleştirildi. İlk yıllarda yönetimde ağırlık, annesi <strong data-end="400" data-start="384">Kösem Sultan</strong> ve devlet ricâlindeydi.<span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></h4> <h2 data-end="500" data-start="464">Çocuk hükümdardan “şahsi idare”ye</h2> <div data-end="898" data-start="501">1623–1632 arasında saray ve kapıkulu üzerindeki nüfuzunu artıran Kösem Sultan’ın gölgesinde geçen dönem, taşradaki karışıklıklar ve İran cephesindeki kayıplarla anılır. Genç sultan, <strong data-end="753" data-start="683">1632’de saray baskınında Sadrazam Hafız Ahmed Paşa’nın öldürülmesi</strong> gibi sarsıcı olayların ardından iktidarı bizzat eline aldı; idareyi sert disiplin tedbirleriyle toparladı.<span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <div data-end="1128" data-start="900">Bu “toparlanma” hamlesinin fikrî arka planında, devlet düzenine dair teşhis ve çareleri içeren <strong data-end="1016" data-start="995">Koçi Bey risalesi</strong> de yer aldı; ilk nüshanın <strong data-end="1066" data-start="1043">1631’de IV. Murad’a</strong> sunulduğu kabul edilir.<span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <h2 data-end="1177" data-start="1130">İç düzen: yasaklar, gece baskınları, idamlar</h2> <div data-end="1558" data-start="1178">IV. Murad, <strong data-end="1219" data-start="1189">tütün ve kahve kullanımını</strong> ve meyhaneleri <strong data-end="1261" data-start="1235">sıkı biçimde yasakladı</strong>; “fitne yuvası” gördüğü kahvehane ve meyhaneleri kapattı. Kuralları ihlâl edenler—hatta <strong data-end="1364" data-start="1350">şüpheliler</strong>—dahi ağır şekilde cezalandırıldı. Sultanın zaman zaman tebdil-i kıyafetle sokakları denetlediği, <strong data-end="1483" data-start="1462">gece sokağa çıkma</strong> sınırlamaları uygulattığı aktarılır. <span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <h2 data-end="1598" data-start="1560">Celâlî artıklarından Abaza isyanına</h2> <div data-end="1897" data-start="1599">Taht değişikliklerinin yarattığı otorite boşluğunda <strong data-end="1672" data-start="1651">Abaza Mehmed Paşa</strong>’nın, Genç Osman’ın öldürülmesini gerekçe göstererek başlattığı hareket, 1620’lerin ortasında Anadolu’da ciddi bir tehdit oluşturdu; birkaç yıl süren mücadele ve müzakerelerle bastırıldı. <span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <h2 data-end="1933" data-start="1899">Doğu seferleri: Revan ve Bağdat</h2> <div data-end="2285" data-start="1934">Murad, 1635’te <strong data-end="1967" data-start="1949">Revan (Erivan)</strong> seferinde şehri geçici olarak ele geçirerek itibar kazandı; asıl dönüm noktası ise 1638’de bizzat komuta ettiği seferle <strong data-end="2115" data-start="2088">Bağdat’ın geri alınması</strong> oldu. Bu başarı, <strong data-end="2170" data-start="2133">Osmanlı–Safevî Savaşı (1623–1639)</strong>’na son veren <strong data-end="2224" data-start="2184">1639 Kasr-ı Şirin (Zuhab) Antlaşması</strong>nın zeminini hazırladı.<span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <div data-end="2619" data-start="2287">Kasr-ı Şirin çoğu zaman <strong data-end="2385" data-start="2311">bugünkü Türkiye–İran (ve Irak) sınırının ana hatlarına temel oluşturan</strong> bir dönüm noktası olarak anılır; ancak akademik literatür, sınırın yüzyıllar süren müzakerelerle olgunlaştığını vurgular. Yani antlaşma <strong data-end="2567" data-start="2522">nihai bir çizim değil, kalıcı bir çerçeve</strong> başlatmıştır.</div> <h2 data-end="2643" data-start="2621">Erken ölüm ve miras</h2> <div data-end="3027" data-start="2644">IV. Murad <strong data-end="2673" data-start="2654">8 Şubat 1640’ta</strong> 27 yaşında öldüğünde ardında, <strong data-end="2746" data-start="2704">devlet otoritesini yeniden tesis etmiş</strong>, fakat bunu <strong data-end="2796" data-start="2759">sert (çoğu kez kanlı) yöntemlerle</strong> gerçekleştirmiş bir hükümdar portresi bıraktı. Yasak ve idamlarla simgelenen iç düzen politikaları kadar, Bağdat’ın fethi ve sonrasındaki diplomatik denge de saltanatının kalıcı izlerindendir. <span data-state="closed"><span data-testid="webpage-citation-pill"></span></span></div> <h5 data-end="3056" data-start="3029">Haber: Abdurrahman REYHANLI</h5> <h3 data-start="1608" data-end="1766"><span>Kilis'te nerelerde yol kapalı nerelerde altyapı çalışması var?</span></h3> <h3><span>Kilis’te Söğütlüdere ne zaman dolu? Akşamları ne kadar dolu?</span></h3> <h3 data-start="1986" data-end="2096"><span>Tarihte Bugün: Macarlar ve Hırvatlar Osmanlı'yı Balkanlarda durduramıyor!</span></h3> <h3><span>TARİHTE BUGÜN: YUNANLAR DENİZE DÖKÜLDÜ</span></h3> <h3 data-start="1485" data-end="1621"><span>Okullar açıldı Öğrencilerle röportaj: Okul uzakta servis yok</span></h3>