En Gözde Sahil ve Kediler Kenti: Kotor-5

Mehmet ŞENAY TAŞKENT

 

Karadağ’ın Adriyatik kıyısındaki en çok nüfusa sahip şehirlerinden olan Kotor da, diğer şehirleri gibi tarihi bir Orta Çağ kenti. Bakmayın, en çok nüfusa sahip deyişime, 13 bin 500 gibi bir nüfusu var ama yaz sezonu bu nüfusun 100 binlere çıktığı söylenmektedir.

Belediyelikle yönetilen Kotor, perimasalı misali görülmesi gereken pek çok yerleri olan ve turistlerin de en fazla ilgi gösterdikleri bir şehir. Burası da büyük bir deprem yaşamış, şehrin neredeyse yarısı yıkılmış olsa da tarihine yakışır mimari bir restorasyon ile şehri yeniden ayağa kaldırmayı başarmış oldukları söylenmektedir. Tarihi dokusunun yanı sıra, sakin denizi, Old Tow meydanı, saatli kulesi, yine otantik sokakları en fazla rağbet gören gezilip görülmesi gereken yerler arasında. Ufak ama sığ olduğuna kanaatle gelen büyük yolcu gemileri, limanı da Kotor’u da hayli ilginç yapıyor.

Dar sokaklarda gezinirken diğer şehirlerinde de görüldüğü üzere burada da hayli fazla Türk işletmecilere de rastlıyorsunuz. 12. yy’da inşa edildiği söylenen St. Tryphon Katadreli, yine Kotor Müzesi, Mavi Mağara ile Lustica yarımadası, Piva Manastırı ve bana göre en önemlisi Kotor Kalesi ziyaretçiler için mutlaka gezilecek yerler arasında. Dik yamaçlı bir dağa tıpkı Çin Seddi misali en tepeye kadar uzanan surları ile muhteşem bir görüntüye sahip.

Kotor’a ait önemli bir bilgi de buraya Kediler Ülkesi denilmesi. Rivayet o ki M.Ö. 168 yıllarında şehri fareler basmış olup, her türlü yiyecek ve içecekleri kullanılamayacak ölçülere getirmesi üzerine çare olarak  zamanın kralı tarafından getirtilen 1 gemi dolusu Kedi ile bu dertten kurtulmuş olmalarına bahisle, Kotor da Kediler üstün tutulmuş hatta bir Kedi Müzesi bile şehre inşa ettirilmiş olmaları, bence farklı özelliklerinden biri diyerek,gezi notlarımı burada noktalıyorum.

Yarın: KARADAĞ (MONTENEGRO) GEZİ SONUCU