<div><strong>Mehmet Şenay TAŞKENT</strong></div> <div> </div> <div>Kilis’in iki önemli tarım kollarından biri olarak sayılan bağcılıkla ilgili karşılaştığım pek çok üzüm üreticileri, Evliya Çelebi’nin o ünlü Seyahatnamesinde sözünü ettiği, “Kilis ve yöresinde 40 çeşit üzüm yetiştiriciliği var” sözüne atıfta bulunarak “Kilis’te bağcılık bitti-bitecek! 40 çeşidi eskiden tarihi miras olarak kabul ettiğimiz bağcılığımız göz göre göre yok olma noktasına gelmiştir” diyerek üzüntülerini dile getirdiler.</div> <div>“Neden bu noktaya gelindi? Neden gerekli önlemler alınmadı?” gibi sorulara yanıt ararken, Kilis’te çok uzun yıllardan beri bağcılıkla uğraşıp üzüm üreticiliği yaptığını bildiğim Ökkeş Aslantaş ile karşılaştım. Bir dokun, bin ah işit misali Kilis’teki bağcılıkla ilgili gelinen noktayı kısa bir sohbet konusu yapınca hemen başladı anlatmaya:</div> <div>“Kendi bağımda, kendi imkânlarımla tarım tekniklerine uygun şartlarda üzüm üreticiliği yapan ve maalesef gelinen bu noktada üzüm yetiştiriciliğini ayakta tutmaya çalışan biriyim. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim ki, ne olduysa Tekel Suma Fabrikasının özelleştirilip kapanmasıyla başladı bu kötü akıbet. Hal böyle olunca üreticiler üzümlerini cıvar illerden gelen tüccarlara satmak zorunda bırakıldılar. Tüccarlar da “İster ver, ister verme” deyince, üretici ürünlerini zarar pahasına da olsa vermek zorunda kalıp, bağlarımı böyle olacaksa bozarım dedi ve üzüm yetiştiriciliğinin bu gününe gelindi.”</div> <div></div> <div></div> <div></div> <div>Tek bu nedenlerden mi! dediğimde de sözlerine şöyle devam etti:</div> <div>“Elbette tek bu nedenle değil. Beraberinde yetiştiricilikte artan maliyetlerde önemli etken... Eskiden 2 kilo yaş üzüm satarak 1 litre mazot alınabiliniyordu. Şimdi öğle mi? Mesela bu yıl açıklanan yaş üzüm fiyatı 15 TL, 1 litre mazot 55 TL. Gübre, ilaç, işçilik ve sulamayı da katarsak maliyet açıklanan fiyatın çok çok üstünde… O zaman üzüm üreticileri emeklerinin karşılığını alamayıp bırakın kazanmayı, neden zarar edecekleri bir üretimi yapsınlar? Onun içinde her geçen gün üzüm bağlarının sayısı düşmektedir. Azalmaya da devam edecektir” dedi.</div> <div>Peki, “Ne yapılması gerekir?” sorusuna ise şu karşılığı verdi:</div> <div>“Tarım girdileri artıyor ama bu artış, üzüm satıcılarına yansımıyor. Acilen üzüm üreticileri desteklenmelidir. Ucuz mazot sadece yatlara değil, üreticilere de sağlanmalıdır. Bu yıl yaşanan don ve kuraklık nedeni ile de üzüm üreticileri daha da zor durumda kalmışlardır. Yetkili kurum ve kuruluşların daha fazla duyarlılık göstermesi gerekmektedir. Üreticilere tavsiyem o ki, üzümlerini kurutsunlar, pekmez yapsınlar. Özellikle elimizde kala kala iki çeşidimiz olan şifa kaynağı horozkarası üzümümüzün tanıtımına önem versinler. Rumi dediğimiz şirelik ve şaraplık üzümlerini de yok pahasına vermesinler.”</div> <div>Kilis’te bağcılığın neden kan kaybettiğine dair Ökkeş Aslantaş ile yaptığımız kısa sohbette verdiği bilgi ve ayırdıkları zaman için teşekkür eder, bu uğurda gösterdikleri çabada başarı dileklerimi sunuyoruz. Ümit ederiz ki yetkili ve ilgililerimiz üzüm üreticilerinin söylediklerini baz alır ve üzümü ile anılan bir Kilis olacağımız günleri yeniden yaşarız diyorum. Esen kalın.</div>